Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Palm yağı ile ilgili tartışmalar henüz netlik kazanmamış olsa bile, duymuş bulunduk bir kere. Bundan böyle istem dışı da olsa, bize hoş şeyler ifade etmeyecek.

        Sizi bilmem ama benim hayatımı pek etkilemeyecek. Ama kızlarım için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Raftan kaldırılma ihtimali ile adı sıkça anılan ürünün yokluğu fikri, canlarını epey sıktı.

        Hoş, şimdiye kadar bir oturuşta bir çorba kaşığından fazla yediklerine şahit olmadım ama demek ki arada duygusal bir bağ kurulmuş. Ya da kim bilir belki de sırf adı “yasak” diye alışkanlık yapmış.

        Sebebi ne olursa olsun, büyük kızım sonunda isyan etti; “güzel şeyler neden hep zararlı oluyor anne?”...

        HADİ İLAÇ NİYETİNE

        İçimden bir ses “Olur mu hiç! O da nereden çıktı, sadece zararlı olan şeyler güzel değildir ki” tarzında bir cümle kurman gerekiyor dese de kuramadım.

        Yanlış değil ki. Hep güzel şeyler zararlı olmuyor mu? Bol yememiz gereken şeyler de, boğazımızdan ancak, burnumuzu tıkayıp “hadi ilaç niyetine” telkiniyle geçmiyor mu?

        Sadece gıda meselesi de değil. İnsana keyif veren bilimum davranışın butik olarak gerçekleştirilmesi uygun görülüyor. Güzel, anlamlı, tatlı ve keyifli her davranışın azı karar çoğu zarar.

        Günde üç kere brokoli çorbası içebilirsiniz mesela. Ama üç kere patates kızartması yiyemezsiniz. Cıs! Paten kaymak inanılmaz keyifli mesela. Ama hiç sağlık, zayıflık, zindelik için paten kaymayı öneren doktor gördünüz mü? Ya kös kös yürüyecek ya da spor adı altında işkence çekeceksiniz.

        Karın kasının sonucu güzel ama süreci, tatsız, lezzetsiz işte. Pırasa gibi, bakla gibi, kusura bakmasın ama ıspanak gibi.

        SAĞLIK İÇİN; MUTLAKA PİZZA

        Kızım isyan ederken, gerçekten lezzetli şeyler mi zararlı, yoksa bizim algımız mı problemli, diye düşündüm.

        Mesela doğduğumuz andan itibaren annelerimiz, “Kereviz sağlığa zararlıdır. O yüzden her gün yemek yok” demiş olsaydı, durmadan kereviz diye sayıklayabilir miydik?

        Ya da “Pizza faydalıdır. Her öğün mutlaka” demiş olsaydı, her pizzacının önünden geçerken yine de yalanır mıydık?

        İşin içinde, yasaklanan, bastırılan durumların etkisi olabilir mi?

        Başta da dedim ya, yedikleri zaman hepi topu bir kaşık yedikleri şey, toplanacak söylentisi çıktı diye, bugün hayallerini süslüyor.

        Sanki şu an önlerine konsa, bir ufak, bir de büyük kavanoz devireceklermiş gibi. Acaba olası bir, resmi sağlığa zararlı durum tespit edildiğinde toplamak yerine, “bundan sonra yiyin yiyebildiğiniz kadar” kampanyası mı düzenlense.

        Nitekim bilhassa çocuklar arasında tüketimin bu şekilde daha hızlı bir düşüş yaşayacağını düşünüyorum da ondan dedim.

        Diğer Yazılar