Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Tepki... 24 saatin içerisinde ortalama kaç kere kullandığımızı merak ettiğim, güzide bir kelime. Nitekim genel anlamda pek çok şeye tepkiliyiz. Anlamına baktım. Sanıyorum en sık kullandığımız şekillerde; bir eylemin yol açtığı, uyandırdığı karşı eylem.

        Herhangi bir etkiye yanıt olarak doğan davranış ya da söz. Son olarak; dış uyaranların canlıyı etkilediği anda, canlının gösterdiği yalın davranış. Başka bir deyişle, çok hesaplanarak ortaya çıkan, bir matematiği olan bir eylem değil. Kendiliğinden gelişiyor, samimi olarak oluşuyor.

        Ancak gelin görün ki, neredeyse yarıladığımız 2017 yılının müthiş şartlarında, tepkinizin dikkat çekmesini istiyorsanız, yaratıcı olmanız gerekiyor.

        Aksi olsa, Autonomous Space Agency Network, Trump’ı protesto etmek için bir balona pankart bağlayıp, onu gezegenimizin dışına çıkarmaya karar vermezdi. Nitekim pankartı gönderdi, bir ilke imza attı. İlk kez yazılı bir tepki, dünyanın dışına çıktı.

        Sonucu merak ediyorsanız, aslına bakarsanız hiçbir şey değişmedi. Sadece, havalı bir tepki şekli geliştirildi. “Öyle çok tepkiliyim ki, tepkim buradan çıkar atmosferi deler” gibi abartılı cümleleri artık gönül rahatlığıyla kurabilirsiniz. Bizzat denenmişi var, demek ki mümkünmüş.

        Ancak siz tepkinizi, uzaya gönderdiniz diye, tepkinin sahibinin daha çok alınacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Hızınızı alamadınız diye kimse sesini çıkarmadı, ancak yerinizden kalkmadan, hiçbir masraf yapmadan, söylenip söylenip otursaydınız da, eşit derecede ses getirecekti.

        YÜKSELEN EĞİLİMLER

        Günümüz şartlarında, içine yaratıcılık katılmadan, sofraya yemek bile konmayacağı kanısındayım. Her şeyden o kadar çok gördük ki, sıradanı fark edemez olduk.

        Bu sebeple, tepkinin de, malum yükselen eğilimlerden nasibini aldığını düşünüyorum. Hatta sebebinin de, diğer tepkilerin arasından sıyrılıp fark edilebilmesi için, insanoğlunun yaratıcı olmaya mecbur kaldığından ortaya çıktığına inanıyorum.

        Eskiden bir aşağı bir yukarı yürünür, biraz ses yükselir, pankart açılırdı. Buna bile, “tepkiler büyüyor” şeklinde başlık atılırdı. Artık tepkiler büyümüyor, bildiğiniz güdük kaldı. Zıplıyor, zıplıyor, başı göğe ermiyor. Yürüyor, yürüyor bir yere varamıyor. Çok yaratıcı, iddialı, yüzyılın keşfi tadında tepkileriniz varsa durmayın, peşinden gidin. Mars’a kadar yolunuz var.

        Belki yetkili isimler duymaz ama hırsınız azalır ya da belki bir kaç yerde haberiniz yapılır, fena mı! Devir yaratıcılık devri.

        Rica ediyorum, bayağılaşmayalım, öyle kuru kuru “tepkimi gösterdim, rahatladım” gibi ifadelerin arkasına saklanmayalım.

        Diğer Yazılar