Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Stephen Hawking’e saygım sonsuz. Hani Einstein’dan bu yana gelmiş en iyi kuramsal fizikçi, dahi, teorist olmasına duyduğum hayranlık bir yana, eğitiminin içinde, hem Oxford hem Cambridge’in olması, 1663 yılında Newton’un yürüttüğü görevi, bugün bizzat kendisinin yürütmesi, gözümde daha da devleşmesine sebep oluyor.

        Sırf bu yüzden, teorilerinin sıkı takipçisiyim. Misal; bir kaç gün önce, insanlık 100 yıl içerisinde dünyayı terk etmeli dedi.

        Önce, hiç düşünmeden, “biz de çeker gideriz, ne yapalım” diyecek oldum. Sonra düşündüm; “Nereye gidiyoruz?”. Evi, yazlığı satıp, Kaş’a yerleşmek gibi bir şey değil ki.

        “Bu trafik canıma tak etti, tası tarağı toplayıp, Bodrum’da emekli hayatı sürelim” demekle bir mi? Başımızla beraber; terk edelim de, nasıl ediyoruz?

        Ortalama 100 yıl sonra dediği için hesapladım; bir kere beni zaten kapsamıyor. Çocuklarımı bile kapsaması düşük bir ihtimal.

        Olsa olsa, torunlarımı ilgilendirir. Lakin henüz bir torunum yok. Çocuklarımın evlenip, çoğalacağı da muamma.

        Bu sebeple gönül rahatlığıyla, konuyla ilgili duyarsızlaşabilirim. Hadi diyelim ki, sağduyu tarafım ağır bastı. Kendi çapımda destekledim; “Evet, evet 2117’ye kalmadan, buralardan gitmek lazım” dedim.

        Nasıl gideceğiz? Buradan dünyanın dışına kaç vasıta ile çıkılır, fikri olan var mı? Tamam kabul, 1907 yılına kıyasla, kendimizi tüm dünya olarak, epey geliştirdik, ancak malesef 100 yıl içerisinde Mars’ta denize sıfır arsa kapatabilecek duruma gelebileceğimize inanmıyorum. Hoş, Mars’ta zaten hayat yok, artık anladık, üzerine bir film daha kaldıramayacağım. Satürn’ü pek beğenirim mesela. Ama en fazla masaüstümün arka planında, Hawking, terk etmeli dedi diye, kalkıp, oraya mı taşınacağız?

        HEDEFLERİM BELLİ

        Dünyanın yaşanacak bir yer olmadığını az çok farkındayız. Hani eğitimi, İzmir il sınırları dışına taşmamış biri olarak bile, bunu rahatlıkla söyleyebilirim.

        Ancak bizler kendi halinde mütevazı insanlarız. Açıkçası Hawking, kanımıza girmeden önce, en fazla yaşadığımız coğrafyanın güneyine yerleşmeyi falan hayal ederdik. “Deha” böyle bir şey olsa gerek; insana olmayacak şeyler düşündürüyor.

        Bir süre önce, şayet farklı bir eğitim almış olsaydım, nasıl bir insan olurdum diye kafa yormuştum. İşte bu; sanıyorum, Cambridge’de lisans, Oxford’ta yüksek lisans yapsam, emeklilik hayallerimi Çeşme’de değil, dünyanın dışında kurardım. Bir an için sığlığımdan utandım.

        Beklentileri yüksek tutmalıymış insan. Ortaya bir teori bile atıyorsan, en havalısından olacak.

        Gelecekle ilgili hedeflerim arasında, öncelikle çocuklarımı Stephen Hawking’in eğitim aldığı kurumlardan birine göndermek, sonra da dünya dışında kelepir bir mülk edinmek var.

        Diğer Yazılar