Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son zamanlarda hiç özendiğiniz bir hayat oldu mu? Her gün onlarca farklı hayat ile tanışıyoruz. Hepsinin bizde olan ve olmayan detayları var.

        İnsanoğlunun da sahip olduklarıyla mutlu olamama gibi global bir özelliği var. Bu şartlar altında elbette bakıp bakıp iç geçirdiğimiz birçok hikaye var. Dün, ben de bir tanesini okudum.

        Avustralyalı Orman Adam.

        Girip araştırabilir, balta girmemiş yaşamında yaptığı icatlara şaşırabilirsiniz. Ama asıl önemli olan seçimi, modern yaşama “ret” demesi.

        SAHİDEN SEVİYOR MUYUZ

        Ormanda yaşadığınızı, büyükşehirlerin karmaşasından bir haber olduğunuzu, hiçkimseyle iletişim kurmadığınızı, rekabet duygusu ile tanışmadığınızı, başkaları için bir şey yapmak ifadesinden milyonlarca kilometre uzakta bulunduğunuzu düşünsenize...

        Gün içinde bayılmadığınız fakat yapmak durumunda kaldığınız başlıkları aklınızdan geçirin. Anlaşmak şurada dursun, aynı odada bile bulunmaktan haz etmediğimiz insanlarla, her gün burun buruna gelmek durumunda kalıyoruz.

        Kurallara uyuyoruz, içimizden geleni durmadan frenliyoruz.

        Aile kuruyoruz, komşular ediniyoruz, dostluklar inşa ediyoruz ve hepsi için ayrı ayrı emek harcıyoruz.

        Hayatımız boyunca önce öğrenci olarak çalışıyor, sonra da değişen ya da bir türlü değişmeyen yaka renkleriyle, her gün aynı sıkıcı işlemleri yapıyoruz.

        Bir gün doğa ve dünya ile barışacağımız emeklilik günlerinin hayali ile yaşıyoruz.

        O gün gelene kadar, toprakta yürümemek üzere tasarlanmış ayakkabılar giyiyor, rüzgarda uçuşmasın diye saçımıza sprey sıkıyor, yağmur ile muhatap olmamak için, yağmurlu günde eve kapanıyoruz.

        Hayvanlardan, böceklerden nefret ediyoruz. Sanki bizler asıl sahibiyiz de onlar kiracı ya da sığıntıymış gibi üzerlerine durmadan ilaç sıkıp, suratımıza tiksinti ifadesi yerleştiriyoruz.

        Takdir edersiniz ki içinde yaşadığımız dünyayı tanımıyor, tanımadığımız için de sevemiyoruz.

        ÇİLEMİZ SAYMAKLA BİTMİYOR

        Öf içime yazarken bile fenalık geldi. Gel de; Orman Adam’a, yıllar sonra tabiatın içinde tek başına bulunmuş nicelerinin günlük hayatına özenme. Sofra, çatal, bıçak, tuvalet, kıyafet, okul ya da sosyalleşme olmasın varsın, fena mı; hava kararınca uyuyacak, aydınlanınca uyanacaksın.

        Prensesler, düşesler, ünlü bilimadamları, aktivistler hiç birine değil ama, nice orman insanlarına özeniyorum. Varsın kaplanlar, yılanlar cirit atsın, büyük şehirlerde etrafımızda ikamet eden sinsi canlıları düşünsenize...

        Diğer Yazılar