Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Büyük bir restoran düşünün. İçinde uzun ve geniş onlarca masa olsun. Her masayı farklı bir millete verin. Birine İtalyanları, ötekine Norveçlileri, bir diğerine Japonları ve sırasıyla diğerlerini yerleştirip restoranı doldurun.

        Ortalama bir saatin sonunda aralarındaki etkileşimden, koyultulan ya da kurulmayan muhabbetten, tüm karakteristik özelliklerini listeleyebilirsiniz. Sosyal, içine kapanık, sakin, saygılı, coşkulu ve benzeri...

        İnsanları genellemek pek mümkün olmasa da, milletlerin, çoğunlukla gözlenen özelliklerini sıralamak kolay aslında. Bize gelince... Eskiden böyle miydik bilemiyorum ancak bugün, Türkler; öfkeli, kavgacı ve gürültücü.

        GÜZEL HABERLER

        Hadi masraf yapmayalım, restoranı boş verin. Gelin haberleri inceleyelim. Ben biraz önce yaptım mesela. Ünlü futbolcu ateş püskürmüş; milletvekili çıldırmış, meteoroloji sert bir biçimde uyarmış, koca cinnet getirmiş, üniversiteli kızlar sinir krizi geçirmiş...

        Hepsi böyle olur mu canım, illa ki güzel haberler de vardır, diyeceksiniz...Cevap hakkımı kullanmak istiyorum; yok. Hatta bütün haberlerin “öfke” başlığı etrafında toplandığını fark edecek durumda olan da yok. Çünkü bizzat öfkeliyiz.

        Hadi diyelim ki bir şekilde kendimizi koruduk, sukunet içinde yaşamayı başardık, yine de dış öfkelere karşı bağışıklık kazanmış vaziyetteyiz. Bağıran, çağıran, parmak sallayan, normal eylem cümlesini bile uyarıya çevirenleri o kadar kanıksamışız ki, olması gereken bu sanıyoruz.

        MİNYATÜR HAYDUTLAR

        Açıkçası, yetişen yeni nesillerin ruh halinin nasıl seyredeceği konusunda endişelerim var.

        Temennim elbette sakinlik ve dinginlikten yana, ancak olmayacak duaya amin demek caiz midir, tam olarak kestiremiyorum. Zaten hırçın kelimesi lugatımızdan çıktı, eskilerin şirret diye tabir ettiği, “hakkını arayan” şeklinde evrildi.

        Öfkeyi bu denli sevimli ve kabul edilebilir yaptığımız sürece, benden duymuş olmayın ama, hayaller araştırmacı, sorgulayıcı, yapıcı falan olsa da, yeni nesil olsa olsa “saldırgan” olur.

        Zaten bakıyorum; nice diken üstünde yaşayan baba ile gamlı baykuş annelerin çocukları, minyatür birer haydut şeklinde gelişim gösteriyor. Hani ne haddime ama, yine de elim az buçuk kalem tutuyor diye nacizane bir tavsiyem olacak.

        Müfredata başka bir şeyi değil, fakat öfke kontrolünü koyalım. Nitekim, epey ihtiyaç duyacağız gibi görünüyor.

        Diğer Yazılar