Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Multi fonksiyonel insanlar için, içten içe daima üzülmüşümdür. Ömür, her bir özelliği sergileyecek kadar uzun olmadığı gibi, çevredeki insanlar da tek bir vücutta birden fazla meziyeti kaldıracak kadar hazımlı değil malesef. O sebeple ya siz ya da diğerleri, yetenek gösterdiğiniz alanlardan yalnızca birini seçer ve o unvan, ömrünüzün sonuna kadar peşinizden gider. Leonardo Da Vinci’nin dünya nüfusunun büyük çoğunluğu tarafından sadece ressam olarak bilinmesi ne kadar üzücüdür mesela. Hakkında bildiklerimiz ne kadar sınırlı, sadece Mona Lisa’dan ibaret sanmak ne kadar sığ. Aslında bizler şanslıyız çünkü, öğrenmek için Nisan ayına kadar ciddi bir kaynağımız var. Bizzat gezdim ve tavsiye ediyorum; sanatçının şimdiye kadar açılan en kapsamlı sergisi olan İstanbul UNIQHall’daki, Leonardo Da Vinci; Dahi İstanbul’dadan bahsediyorum.

        KLİMA, UÇAK, ARABA

        Mesela klimanın temelinin 16. yüzyılda Leonardo Da Vinci tarafından atıldığını bilseniz, ağustos sıcağında, televizyon karşısında püfür püfür oturabildiğinizi fark ettiğiniz an, içinizden merhumun ruhuna helva karmak gelmez miydi? Gelirdi, tabii, lakin haberiniz yok. Ya da zamanında aylar süren yolculukların, bugün içeceğinizi yudumlaya yudumlaya sadece birkaç saate indirgenmesine yine onun vesile olduğunu bilseniz, iki hayır duası okumaz mıydınız? Okurdunuz okumasına ama nereden bileceksiniz ilk helikopteri, ilk uçağı onun çizdiğini...

        Ya da farkında olmadan ilk arabayı tasarladığını, hızını alamayıp bir de Haliç Köprüsü’nü çizdiğini, fakat dönemin padişahıyla anlaşamadığını kim söyleyecek de bileceksiniz? 16. yüzyılın ortalarında Giorgio Vassari onun için şöyle demiş; “Hayatın akışı içerisinde birçok insana ilahi bir şekilde, çeşitli yeteneklerin bahşedilmiş olduğuna inanılır. Ama zaman zaman, doğaüstü bir biçimde, tek bir kişiye Tanrı, öyle harikulade ve öylesine bol miktarda güzellik, zarafet ve yetenek bahşeder ki, o kişi öteki insanları çok gerilerde bırakır, bütün hareketleri Tanrı’dan esin almışa benzer, aslında yaptığı her şey, beşeri hünerden ziyade, düpedüz Tanrı’dan gelir. Bu söylediklerimin Leonardo Da Vinci için geçerli olduğu herkesçe kabul ediliyordu. Yeterince övülen bir fiziksel güzelliğin ötesinde, tüm hareketlerinde öyle sonsuz bir zarafet vardı ve dehası öyle yüceydi ki, zihni bütün güçlükleri kolaylıkla aşardı.” Bizden geçmiş bile olsa, çocuklarımıza Leonardo Da Vinci yeteneğinin yüzde biri nasip olsa, fena mı olur mesela? Sömestre için iyi bir öneri, çoluk çocuk ziyaret edin, derim.

        Diğer Yazılar