Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Aslında istediği fazla bir şey değilmiş. İnsanlar eserlerine baktığında, ne kadar duygu yüklü olduğunu anlasınlar, istemiş. Şimdiye kadar hakkında okuduklarımından ötürü hakkında az çok, yaşadığı trajediye aşinayım sanıyordum. Ama değilmişim.

        Tamamı tablolardan oluşan, dünyanın ilk resimli biyografisi Loving Vincent’ı izlerken, Van Gogh hakkında hiçbir şey bilmediğimi farkettim. Mesela modern sanatın kurucusu kabul edilmesine rağmen, hepi topu 37 yıl süren yaşamının 28. yılında ilk kez eline fırça alması ilginç değil mi? Meslek yaşamında, 20 yılı geride bırakıp, “ben daha çırak sayılırım” diyenleri düşününce, kısacık zamanda kendini keşfedip, harikalar yaratması ise büyüklüğünün özeti. Van Gogh ve eserleri ile ilgili, en az diğer büyük ustalar kadar binlerce araştırma mevcut.

        Ama en çok onun çalışmalarında, rahatsızlığının tam olarak ne olduğu anlaşılmaya çalışılıyor. Ona göre duygu yükü olarak adlandırılan durumun, tıptaki karşılığı... Aslında duygusal insanlara yabancı değilim. Şahsen ben de onlardan biriyim. Ancak henüz kulağımı kesme noktasına gelmedim.

        Bütün olarak daha iyiyim. Loving Vincent’ı, vizyona girdiği 29 Aralık’tan beri izlemek istiyordum ama kısmet Ocak sonunaymış. Yıllardır bakıp bakıp “ne güzelmiş” dediğimiz eserleri, tamamlanana kadar resmen doğum sancısı çekildiğini deneyimledim.

        DAHİ VE SORUNLU

        Van Gogh için çok üzgünüm. Ama belki de kendi sözleri gibi; herkes için en iyisi ölmesiydi. “Sanatçı” kelimesi, hayatımda duyduğum en havalı unvanlardan birisi. Ama taşıması o kadar zor ki... Keşke insanlar alkışladıktan sonra, bir gömlek gibi çıkarılıp bir yere asılsa, gerektiğinde tekrar giyilse, gerektiğine kenarda dursa...

        Van Gogh’un, “onlardan biri gibi olmayı çok isterdim” dediği normal insanlar gibi olunabilse... Sorun şu ki, normal olunduğunda, çiçeğe sadece çiçek, böceğe sadece böcek gözüyle bakıldığında, sanatçı olunamıyor. Sanatçı olunduğunda da, havlayan köpekten bile sarsılacak kadar duygu yüklü olunuyor. Yakın zamanda okuduğum birkaç sanatçı biyografisinin üzerine Van Gogh da eklenince, ciddi ciddi sıradan insanların hafifliği ve ortalama zekaların rahatlığı üzerine düşünmeye başladım. Çocuklarımz için hangi temenni daha doğru acaba; vasat ve mutlu ya da dahi ve sorunlu?

        Diğer Yazılar