Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ülkemizdeki en şahsına münhasır 23 Nisan kutlamasının, hiç şüphesiz, meclise çocuk çıkarmak olduğunu düşünüyorum.

        Takım elbise giydirilen erkek çocukları ile hanım hanımcık süslenen kız çocukları, sözüm ona, bir gün için ülkeyi yönetme şansına sahip olurlar.

        Büyüklerinin koltuğuna oturur ve karşılarında sıralanmış basın mensuplarına mutluluk pozu vermeye mecbur tutulurlar. Meclisin gerçek üyeleri de onları ayakta alkışlarlar.

        Bana sorarsanız çocuk kandırmaktan öteye gitmeyen bir aktivitedir. Nedense ortada 23 Nisan ile ilgili yanlış bir algı var. Sanki çocuklar bir an önce büyümek istiyormuş da, bu özel günde, onları 1 günlüğüne büyütüp, yetişkinlerin dünyasına entegre edip, mutlu kılmamız gerekiyormuş zannediyoruz. Halbuki bence, 23 Nisan dolayısıyla senede 1 gün, yetişkinler çocuk olsa, onlarla empati kursa, işte o zaman daha hora geçebilir diye düşünüyorum.

        İNİSİYATİF ŞANSINIZ YOK

        23 Nisan sabahı güne onların yatağından kalkarak başladığımızı farz edelim. Yataktan kalkıp, yürüyerek anne babanızın yanına gidebilecek yaştaysanız ne ala. Fakat hala parmaklıklı beşik içerisindeyseniz, öncelikle anne ve babanıza, uyandığınızı haber vermeniz gerekiyor. Hemen duyarlarsa şanslısınız, aksi halde bir süre bağırmak sonra da ağlamak durumundasınız. Hadi, sesinizi duyurdunuz, kendinizi kucağa yerleştirdiniz ve kapağı salona attınız diyelim. “Bugün hiç iştahım yok, kahvaltı yapmasam olmaz mı?”deme şansınız sıfır.

        YASAKLISINIZ

        Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. O mama sandalyesine zorla oturtulacak, acayip sesler çıkartan anneyle, durmadan pencerenin dışından uçan cisimler gösteren baba el ele verip, öyle ya da böyle yemek yedirecekler. Hani olur ya, canınız doktorun verdiği, yeşilden hallice bulamaç tarifini yemek istemedi, bilimum aile büyüğünüzün ekmeği bandıra bandıra yediği sucuktan çekti diyelim. Ne münasebet! Paşa paşa bulamacı yiyecek, uyuyup, büyüyecek, tıpış tıpış yürüyeceksiniz.

        Bugün bayram, aileniz sizi gezmeye götürecek. Önce giyinmeniz gerekiyor. Size kötü bir haberim var; anneninizin tarzını hiç beğenmeseniz, onu müthiş zevksiz bulsanız dahi o neyi uygun gördüyse onu giyeceksiniz. Hatta bunu sadece bugün değil, uzun yıllar boyunca yapacaksınız.

        Daha bunlar nedir ki... Tuvaletiniz gelecek, elinizi yıkamak isteyecek, odanın lambasını açmanız gerekecek ya da oyuncağınızın pili bitecek fakat bunların hiçbirini tek başına yapamayacak, daima birilerine muhtaç olacaksınız. Şöyle içinizden koşmak gelse “yavaşlatılacak”, bağırmak isteseniz “susturulacak”, koltuğun tepesinde zıplamak isteseniz “indirileceksiniz.” Hani kuş olsanız, uçmak için dahi izin isteyeceksiniz. Çocuksunuz ya yasaklısınız, bağımlısınız ve kısıtlısınız. Neyi yapacak olsanız sonunda kötü bir senaryoya maruz kalacaksınız.

        ÇOCUKLUK KOLAY DEĞIL

        Kış ortasında dondurma yeseniz hasta olacak, suyla oynasanız iğne vurulacak, yüksekten atlasanız kolunuzu kıracaksınız.

        Zaman geçince unutuyoruz, çocuk olmayı marifet sanıyor “keşke ben de çocuk olsam” deyiveriyoruz. Çocuk olmak inanın kolay değil.

        Büyük olmak nedir ki, siz gelin bir günlüğüne çocuk olun. Meclisten inin, kravatları çıkarın, önlükleri takın, mama sandalyesine oturun ve o bulamacı yiyin. Bakalım basın mensubu arkadaşlara hala gülebiliyor musunuz?

        Bütün çocukların Çocuk Bayramı kutlu olsun, çocuklar bir gün değil her gün mutlu olsun!

        Diğer Yazılar