Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Her ebeveynin üstün zekalı çocukları olduğunu iddia ettiği ülkemizde, gerçekten üstün zekalı olanları bulup ulaşmak zor.

        Çocuğunun alabildiğine güzel, olabildiğince akıllı, fevkaladenin fevkinde zeki olduğunu iddia eden, mütevazi aileler, o kadar objektiflikten uzak ki, bahsi geçen çocuğun hakikaten ileri özelliklere sahip olduğuna inanmak güçleşiyor.

        Kaldı ki çevremizden birisi çıkıp, çocuğunun üstün zekalı olduğunu iddia etse, önce bıyık altından gülüyor, anlattıkları bitince de kendimizinkinin üstün zeka semptonlarını saymaya başlıyoruz.

        Siz hiç, “bizim kız da pek saftrik, kafası mı çalışmıyor nedir?” diyenini duydunuz mu?

        Kabul edelim; iddialı, hırslı, yenilgiyi kabul etmeyen, kendini doğuştan her anlamda üstün gören bir toplumun bireyleriyiz.

        HERKES BÖYLE DEĞİL

        Şükürler olsun, az çok hepimizin çocukları kendi klasmanlarında zeki, çalışkan, akıllı, uslu. Ancak üstün zeka dediğimiz kavram böyle bir şey değil.

        Her evden birer tane çıksa iyi, ancak o denli sık karşılaşılan bir özellik değil.

        Çoğu kendi kendine 3 yaşında okumayı öğreniyor, kimi 4 yaşında 4 enstrüman birden çalıyor, kimi de matematikle erkenden tanışıp, işin piri oluyor.

        Ama şu da bir gerçek ki, Türkiye’de hatırı sayılır üstün zekalı bulunuyor.

        Çoğu İstanbul’da özel bir okulda eğitim görüyor, söylendiğine göre malesef çoğu da diğer ülkelerden gelen cazip teklifler karşısında ailece beyin göçü gerçekleştiriyorlar.

        Geçtiğimiz hafta İstanbul’da, tüm ülkedeki çocukları ve ailelerini direk ilgilendiren bir konferans düzenlendi.

        IV. Ulusal Üstün Zekalı ve Yeteneklilerin Eğitimi Konferansı. Bir çocuğun üstün zekalı olduğu nasıl anlaşılır? Hadi anlaşıldı diyelim aile nasıl davranmalıdır? Her şey ailede öğrenilmiyor ki, bu çocuk nasıl bir okula gitmelidir? gibi sorular ve sorunlar tartışıldı.

        ÜLKEYİ İLGİLENDİRİYOR

        Bana sorarsanız sadece çocukları değil tüm ülkeyi ilgilendiren bir konferans.

        Çünkü şayet aramızda üstün zekalılar varsa ve bu şanslı şahıslar iyi bir eğitime tabii tutulursa, ülkemize illa ki yol, su ve elektrik olarak dönecek.

        Sayıları ne kadar artarsa, Türkiye’nin önü de o kadar açılacaktır. Ancak ufak tefek engeller, minik pürüzler olduğunu belirtmekte fayda var.

        Öncelikle toplumumuzun bu kavram üzerine genel bakış açısında, sonrasında da ultra zeki çocuklarımızı başka ülkelere kaptırmama pahasında...

        Öncelikle itiraf edelim; gerçek, yüzde 100 “üstün zekalı çocuk” kavramına çok da aşina değiliz.

        Komşumuzun oğlunun üstün zekalı olduğunu duysak, belki bizimki de bir şeyler kapar deyip yanına göndereceğimize, elimizi ayağımızı çekeriz.

        Bir de yetmezmiş gibi “küçüklüğünden beri bir garipti zaten” diye ekleriz.

        Bizler oturduğumuz yerden rakamların farkında değiliz ama bu topraklarda dünyanın seyrini değiştirebilecek üstün zekalı çocuklar ikamet ediyor.

        Etmesine ediyor ama keşfedilmeleri gerekiyor. İşte konferansın amacı da buydu zaten. İnsanları bilgilendirmek...

        Söylendiğine göre İsrail, Almanya ve Güney Kore gibi ülkeler bu kavrama oldukça aşina, bu tip çocukları bulup, eğitmek için de yanıp tutuşuyorlar.

        Öyle ki bazen, karıştırıp, kendi milletlerinden olanları değil de taa Türkiye’ye kadar gelip buradaki çocukları alıp götürüyorlar.

        Biz farkedene kadar, beyin göçü yapan çocuklar diploma alıyorlar.

        Bana sorarsanız her iş ailede bitiyor; çocuğunda kendi yaşıtlarına göre en ufak bir farklılık gören ebeveyn gerekli kurumlardaki, gerekli testleri yaptırmalı.

        EINSTEIN YA DA HİTLER

        Tamam belki ultra zeki sandığınız çocuğunuzun test sonrası “son derece normal” olduğu çıkabilir. Ama denemekten ne çıkar ki?

        Dünya Üstün Yetenekli Çocuklar Konseyi Başkanı Prof. Dr. Wu Tien Wu konu, hakkında şöyle diyor ve son noktayı koyuyor;

        “Üstün zekalı çocuk, yaşıtlarından farklıdır. O büyünce ya Einstein gibi dünyaya faydalı bir bilim adamı ya da Hitler gibi bir diktatör olur”.

        Diğer Yazılar