Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cumhuriyet kurulmuş üzerinden sadece üç ay geçmiş.

        İlk Türk feminist olarak bilinen Sabiha Sertel, eşi Zekeriya Sertel’le Büyük Mecmua’yı çıkarıyor.

        Eşiyle sonraları meşhur Resimli Ay’ı yayınlayan Sabiha Hanım’ın ilk Türk kadın gazeteci olmasından dolayı da, bizler için yeri farklıdır. Büyük feministtir, çünkü ‘Kadınla erkek eşit olmalıdır’ diye diretmiştir! Arkadaşı yazar Nezihe Muhiddin ve daha sonraları İzmir milletvekili seçilecek Latife Bekir (Çeyrekbaşı) ile biraraya gelerek, Cumhuriyet’in kadınlara dair kazanımlarını yaşatmak için bir kuruluşa ihtiyaç duyarlar.

        Türk Kadınlar Birliği, 7 Şubat 1924’de kurulur. Atatürk’ün eşi Latife Hanım büyük destek verir.

        Türk Kadınlar Birliği öyle yoğun çalışır ki; Medeni Kanun’dan da aldıkları cesaretle, 1930’da kadınlar, belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı elde ederler.

        Aynı yıl Sultanahmet’te bir miting düzenlenir, katılan kadınların sayısı erkek ahaliyi ürkütür.

        Yine durmazlar, 1933’de köy ihtiyar heyetlerine seçme ve seçilme hakkını elde ederler. Nihayet 5 Aralık 1934’de Teşkilat-ı Esasiye’nin 10. ve 11. maddelerinde yapılan düzenlemeyle 22 yaşını bitiren her Türk kadınına seçme ve 30 yaşını bitiren her kadına milletvekili seçilme hakkı kazanılır.

        Ertesi yıl 18 kadın, TBMM’ye milletvekili olarak girer.

        Türk Kadınlar Birliği’nin kurucuları öyle onurludur ki; ‘amacımız kadınlarımızı vekil seçtirmekti, başardık’ derler ve birliği fesh ederler.

        Uzun sürmez, eksikliği hissedilir ve 1949’da yeniden açılır Türk Kadınlar Birliği.

        YALNIZCA 280 FABRİKA

        Bir de onların tüm bu mücadeleleri başlattıkları yıllara bakalım, yani 1924’lere.

        Nüfus en fazla 14 milyon. Okul yok, üretim yok, hastalık çok. Erkeklerin sadece yüzde yedisi, kadınların binde dördü okuma yazma biliyor.

        Toplam sermayenin sadece yüzde 15’i Türk’lerin. Koca ülkede 10 işçiden fazla işçi çalıştıran atölyeden hallice 280 fabrika var zaten onların da 250’si yabancıların. İğne, iplik ithal Kişi başına milli gelir 45 dolar. Elektrik sadece İstanbul, İzmir ve Tarsus’ta.

        Ne sinema, ne tiyatro var, bale derseniz ancak şeytan işi...

        Türk kadını seçme ve seçilme hakkını 82 yıl önce bugün, 5 Aralık 1934’de elde ederken tablo aşağı yukarı buydu.

        Belki bugün, toplumsal eşitlik, ekonomik güç açısından zorlu yollar aşıldı ama aşılamayan, duvar gibi duran daha yüzlerce sorun var.

        BAĞYAN DİYORLAR

        Her gün kadınlar öldürülüyor, şiddet görüyor. Kadının yeri de, fıtratı da belli ülkemizde. Bırakın ötesini kadın diyemeyen, bağyan diye seslenen bir toplumda yaşıyoruz. Doğru canımız sıkılıyor, umut azalıyor bazen pes ediyoruz.

        Ama iyi ki Sabiha Zekeriya’lar, Nezihe Muhiddin’ler bizim gibi yapmamış etraflarına bakmamışlar, yoklukları gerekçe saymamışlar.

        Sağolsunlar Fransa, İtalya gibi kendilerini medeniyet ışığı sayan ülkelerden önce Türk kadınına seçme seçilme hakkına kavuşmanın onurunu yaşattılar.

        Bir de ne zaman bunalsak, imrenilecek bir mücadele azmi mirasımızdır!..

        Diğer Yazılar