Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İki ayrı rakam üst üste açıklandı. Türk-İş her ay olduğu gibi, geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla ‘açlık ve yoksulluk sınırı’nı belirledi. Yansıma kötü, her ay biraz daha yoksullaşıyoruz.

        Dört kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenmesi için yapması gereken gıda harcaması “açlık sınırı” olarak nitelendiriliyor ve bin 518 lira.

        Üzerine gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçları da koyduğunuzda ‘yoksulluk sınırı’ bulunuyor ki, 4 bin 944 lira.

        Gelir uçurumu büyüyor, refah tabana dengesiz yayılıyor, borç yükü yönetiminden tutun, birçok finansal dengede sorun var.

        Ülkeyi yönetenlerin bir dakika oyalanmaya hakları yok. Aylık geliri yoksulluk sınırını yaklaşık 5 bin TL’yi aşmayan ailelerin sayısı ile ilgili TÜİK’de bilgi yok ancak yüzde 70’i geçtiğini öngörmek zor değil. Yoksullukta buluşuyoruz! En büyük sıkıntımız, sermaye birikiminin tabana yayılamaması.

        Mutlak eşitsizlik artıyor! Otoyollar, köprüler, lüks inşaatlar yaparken, bu imkanlardan yararlanacak kitlelerin sayısı azalıyor.

        Şüphesiz neredeyse her şeye yansıyor bu dengesizliğin izleri. Toplumun yaşam kalitesi zamanla yükseleceğine, dibe çöküyor.

        Bakın televizyondaki gündüz kuşağı, realite programlarına yığınla toplumsal yara. İnsanımızın, eğitimsizliği, bilinçsiz halleri iç acıtıyor. Sanılanın aksine bazı programları izlemek yararlı.

        Başka bir ülkeyi değil, kendi gerçeğini gösteriyor.

        YÜZDE 4.6’LIK UTANÇ

        İki resmi rakam üst üste açıklandı demiştik, ikincisine gelelim. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2016 yılında çocuk evlilikleri ile ilgili listeyi yayınladı önceki gün. 2016’da yapılan 594 bin 493 evlilikten 27 bin 637’sinde 16-17 yaşlarında kız çocuklarının gelin olduğu resmi rakamlara yansıdı. Bu sayı evliliklerin yüzde 4.6’sını oluşturuyor. Ağrı’da mesela evliliklerin yüzde 15.7’si çocuk evliliği. Ege Bölgesi’nde karnesi en bozuk il Afyonkarahisar. Burada 5 bin 149 evliliğin 449’u çocuk evlilik oldu.

        İzmir’in oranı bile yüzde 2.5. Ki Türkiye’de özellikle küçük yaşlarda yapılan evliliklerin çoğu imam nikahı. Rakamlara yansımıyor. Mitolojide ‘Geçişlerin Tanrısı’ iki yüzlü olarak resmedilen Janus’tan gelen bir kavram vardır; Janus toplumu. Bir şeklin içine sıkışmışlık duygusu verir.

        SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ

        Sefaletin, şiddetin, hor görülmenin, adaletsizliğin, hastalıklı bir gururun, hırsın ve yoksunluğun hakim olduğu evrenin bir yüzünden öbür yüzüne yeraltındaki sığınağa kaçışla tasvir edilir. Başka bir metaforla da anlatılabilir ama bende bu ikililik, toplumsal sığınakların sayısını artırma hissi veriyor.

        Çünkü rakamlar bir yerde tıkandığımızı gösteriyor. Öncelikle sivil toplum örgütlerimize seslenmeli. Bir toplum sadece kamusal önlemlerle düzelemez.

        Allı pullu projelerinizi bir kenara bırakın. Göstermelik şovlar, defilelerle sınırlı kalmayın. Sivil toplum gerektiğinde kamudan daha büyük bir güçtür.

        Sahaya çıkın, kemikleşmiş sorunlara parmak basın. Acele edin çünkü toplumun iki yüzü arasındaki mesafe, kimseyi rahat ettirmeyecek kadar hızlı büyüyor!

        Diğer Yazılar