Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başarılı bir pr/halkla ilişkiler çalışmasıydı bilirdik, yine de yazarken hoşumuza giderdi; İzmir’in bağrından doğan EGS Holding başarısı Arizona Üniversitesi’nde, Harward’da ders olarak okutuluyor. 1990’lar... EGS’nin doğumuna ve büyümesine tanık olduğumuz yıllar. Ege Bölgesi’nde tekstil imalatı ve ihracatı yapan çok sayıda küçük ve orta ölçekli işletmenin, bir araya gelmesiyle 1993’de doğdu EGS. Yalnızca iki yılda onlarca kat büyüyerek Eylül 1995’te yatırım bankası kurdu. Başdöndürücü gelişme devam ediyordu. ‘97’de; Köln’de temsilciliği olan bankanın iştirakleri arasında EGS Leasing, EGS Factoring, EGS Sigorta ve EGS GMYO yer alıyordu. Egeliler, Türkiye’nin sayılı büyüklükte holdinglerinden birine sahip oldular.

        Yaklaşık 7 yıl sürdü bu büyük güç.

        2002’de Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na geçen bankalar arasında EGS ve iştirakleri de vardı. 92 bin yatırımcı uzun, sıkıntılı bir döneme girdi.

        Yalnızca EGS değil, başka güçbirliği oluşumlarına da imza atmıştı İzmir’li, Egeli işadamları. Mecburiyetten doğdu güçbirlikleri. Kentin devletten yeteri kadar yatırım almaması siyaseten bir cezalandırma olarak algılanıyordu. Ankara’nın sevmediği üvey kardeşi gibiydi İzmir. İşadamları çok ortaklı şirket modelleri geliştirerek sinerji oluşturmaya çalıştı.

        fevkalade başarılıydı

        EGS’nin yanı sıra RAKS, Egebank, Tarişbank, Güçbirliği, KİPA, Enda Enerji gibi çok ortaklı büyük oluşumlar gerçekleşti. En az 100 işadamının biraraya gelerek kurduğu bu şirketler başlangıçta fevkalade başarılıydı.

        Ancak domino taşları hızlı devrildi.

        RAKS, Egebank, Tarişbank, EGS ve iştirakleri tarih oldu. Nispeten başarılı olan KİPA satıldı. Ve şimdilerde Türkiye’de ilk rüzgar enerji santralini kuran, EGS ve Mazhar Zorlu Holding ortaklığında doğan Güçbirliği A.Ş. zor bir sona gidiyor. Basmane’de 17 yıl boyunca çukurlaşan Dünya Ticaret Merkezi projesinden darbe alan Güçbirliği, kuruluş amacı olan Rüzgar Enerji Santrallerinde ciddi sıkıntı yaşıyor. Oysa daha dün gibiydi. ARES’in kuruluşu büyük heyecandı. Hisselerden satın almak için adeta yarış vardı, her meslekten kişiler hissedar oldu. Hisse alamadığım için üzüldüğümü hatırlıyorum, artık neyse gerekçe!

        Doğru ve zamanında bir girişimdi. Ama yine olmadı. Tesisler 20 yıl sonra devlete teslim edilecekti, 18 yıl geçti ve 600’er kW’lik 12 tribünden şu anda sadece dördü dönüyor. Şirket hissedarlarına kar payı dağıtılamıyor. Başarısızlığın nedenleri girift ve uzun. Ancak herşeye rağmen Türkiye’de o günlerde akla gelmeyen büyüklük ve konularda güçbirliği oluşumlarına imza atan ve bu modelleri kişisel çıkarları için kullanmayan tüm İzmirlileri tebrik etmek gerekiyor. Cesurca ellerini taşın altına koydular. Evet çoğu güçbirliğinde ‘güç bitti’, birlik dağıldı! Ama asıl şimdi bu modeller üniversitelerde artıları, eksileriyle işlenmeli! Sonuçta hayatın büyük dersi yalnızca başarılarda değil, bazen çöküşlerdedir.

        Diğer Yazılar