Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İzmir’de, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) bağlı odalarda genel kurul süreci bitti.

        Kimi durağan, kimi seçim heyecan dorukta geçti.

        EBSO, İTB ve DTO İzmir şubesi bu dönem aynı başkanlarla yol alıyor.

        Fark, İzmir Ticaret Odası yani İZTO’da yaşandı. Şimdi kentin bu köklü kurumunda, Mahmut Özgener’in başkanlığında yeni yönetim dümene geçiyor.

        Hazır odaların üzerine bir seçim dinamizmi gelmişken, kentin bahtına da bir değişim düşsün isteriz!

        Malum uzun süredir sinerji, ortak çaba, güç birliği eksikliğimiz vardı.

        Projelerden çok, küskünlükleri, kavgaları konuşuyorduk.

        Madem değişim rüzgarı esiyor, gönül istek ki, ‘ortak proje’, ‘ortak çaba’ anlayışı da güçlensin!

        Ben’’ değil ‘biz’ diyen yaklaşımlarla kent için, kapsamlı projeler geliştirilerek, yüksek sesle, kollektif savunulsun.

        Birkaç öneride bulunalım, dikkate alınırsa İzmir’de asıl değişim o zaman başlar!

        * Oda ve borsaların tek görevi üye sorunlarıyla ilgilenmek değildir. Kurumlar, kentin ve bölgenin dinamizminden sorumludur.

        * Kent ticareti, sanayisi, tarımının değişimi, yeni politikalar, planlar gerektirir. Var olanın koruyucusu olmak yetmez, gelecek perspektifli projeler de üretilmeli.

        Bir süredir sönümlenen kurumlar arası diyalog, güçbirliği, sinerji güçlendirilmel

        Yalnızca odalar, borsalar değil, yerel yönetimlerin dinamizmi de çalışmalara katılarak mesela ‘Kent Manifestosu’ oluşturulabilir.

        Manifestonun yanında İzmir’in ticaret, turizm ve sanayi açısından da önünü açacak, örneğin 50 proje belirlenerek, topyekun çaba harcanmalı.

        Kentin sabrı kimi konularda taştı. Hala kent merkezine turist taşıyamayan, Kemeraltı’nı adam edemeyen, birçok tarihi semtin kıymetini bilemeyen bir İzmir var. Vizyon oluşturulurken her kurum örnek restorasyonlara, destinasyonlara imza atmalı.

        Diyelim yeni bir organize sanayi bölgesine ihtiyaç var, bunun mücadelesi yalnızca EBSO’nun işi olarak görülmemeli. Bu kentin gelişmesinden ya da durağanlığından her kurum sorumludur, unutulmamalı.

        Kentin çevresini, doğasını, yeşilini korumak da odaların asli görevi olmalı.

        Ve oda başkanlığı meslek değildir. Yasa ile değilse bile 2 dönem kuralı etik olarak borsa ve odalarda işletilmeli. Hazır oda ve borsalarda yeni dönemin dumanı tütüyor, fırsat bu fırsat belki önerilerimiz dikkate alınır.

        Hani gönül ister ki, yeni dönem başlangıç olsun, hiç değilse İzmir’de ‘sinerji’ kelimesinin içi bir nebze dolsun!

        Diğer Yazılar