Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Tiroid hastalıkları ülkemizde %30 oranına sahip olup, oldukça sık görülmektedir. Öyle ki yaklaşık her üç kişiden biri tiroid hastası. Bunların en büyük bölümünü de yaklaşık %40 oranıyla tiroid nodülleri oluşturmaktadır. Bu kadar çok görülen tiroid nodüllerini de maalesef büyük bir kısmı gereksiz yere ameliyat edilmektedir.

        Tiroid bezi, boynun ön kısmında, gırtlağın hemen önünde yer alan, ortalama 20 gr. ağırlığında olan bir salgı bezidir. Vücut için son derece önemli olan tiroid hormonlarını salgılamaktadır. Öyle ki bu hormonlar metabolizma için adeta bir orkestra şefi görevi görür. Vücudun enerji düzeyini, metabolizma hızını, dolaşım, sindirim ve sinir sistemlerini düzenler. Salgılanan bu hormonlar yetersiz düzeyde olursa hipotiroidi (Tiroid bezim az çalışıyor denilen durum), normalden fazla salgılanırsa hipertiroidi (Tiroid bezim çok çalışıyor denilen durum) denir. Salgının fazla olması durumunda çarpıntı, kilo kaybı, sinirlilik, ellerde titreme, terleme, saç dökülmesi gibi şikâyetler oluşurken, salgının yetersiz olması halinde hareketlerde ağırlık, halsizlik, vücutta su tutulması ve kilo artışı, ciltte kuruma, ses kısıklığı, barsak hareketlerinde azalma, adet düzensizliği gibi şikayetler ortaya çıkar.

        Tiroid nodülleri ise tiroid dokusu içindeki hücre gruplarının farklılaşması ile oluşan, 5-6 mm'den, 7-8 cm'ye kadar büyüyebilen yuvarlak şekilli oluşumlardır. Tanı ultrasonografi ile kolayca konur.

        Nodüllerin yaklaşık %90-95 oranı iyi huylu olmakla birlikte, % 5-ile 10'u kansere dönüşebilmektedir. Özellikle tek ve soğuk nodülün kansere dönüşme ihtimali daha yüksektir. Gelelim tiroid nodüllerinin amaliyat endikasyonlarına;

        Her nodül ameliyat gerektirir mi?

        Her nodül ameliyat gerektirmez. Burada en önemli kriter nodülün büyüklüğüdür. Eskiden 1- 1,5 cm' lik nodüller dahi ameliyat edilip, tiroid bezinin tümü alınırken, gelişen teknoloji ile beraber nodüllerin büyük kısmı takip edilmekte, gereksiz yere ameliyatlar önlenmekte ve ameliyatın yol açtığı iş-güç kaybının önüne geçilmektedir. Ameliyat endikasyonları;

        -Nodülün hormon aktif olması ve aşırı tiroid hormonu salgılaması

        -Nodülün büyüklüğünün estetik olarak sorun yaratması

        -Nodülün aşırı büyüyerek solunum ve yemek borusuna baskı yapması ve ses kısıklığına neden olması

        -Nodülün kanserleşmesi

        Şunu tekrarlamakta fayda var; 'Tiroidinizdeki nodülden' dolayı amaliyat olacaksanız iyi düşünün!

        Bugün artık 3 cm'ye kadar olan tüm nodüller ameliyatsız takip edilmekte. Nasıl mı? Ameliyat öncesi yapılması gereken işlem şudur; 1- 1,5 cm. ve üzerindeki nodüllere iiab denilen iğne biyopsisi yapılır. Bu cerrahi bir yöntem değildir. Tiroid ultrasonografisi altında, ince ve bildiğimiz enjektörden daha uzun bir iğneyle yapılan, kesinlikle hissedilmeyen bir yöntemdir. Bu yöntemle alınan biyopsinin patolojisi önemlidir. Sonuç benign yani temiz gelmişse, 3 cm'ye kadar nodüller ameliyatsız izlenebilir.

        Sonuç şüpheli geldiği takdirde operasyon düşünülür. Yani 3 cm'ye kadar nodüller artık takip ediliyor. Takipdeki önemli kriter, İİAB denilen biyopsinin temiz gelmesidir. Günümüzde artık bu iiab yöntemiyle gereksiz ameliyatlar ortadan kalktı.

        Yrd.Doç.Dr.Mehmet Emin Güneş

        Genel Cerrahi, Meme ve Tiroid Cerrahisi Uzmanı

        web: mehmetemingunes.com

        Diğer Yazılar