Şarapçılığın zirve noktası...
Akhisar Zeytin Hasat Şenlikleri’nin üçüncü günü (Pazar) yoğun bir programa uyanıyoruz. Önce, bana göre son yıllarda ilçe halkının en önemli kazanımlarından Gölet’te kahvaltı var. Masalar, “mükellef bir kahvaltı”nın tüm unsurlarıyla donanmış olmasına rağmen, bina dışına konuşlandırılmış gözleme ve halis zeytinyağında kızartılmış lokma ekipleri de harıl harıl çalışıyor.
Yerli vatandaşın da çoluk-çocuk katılımıyla Gölet gittikçe kalabalıklaşırken, elimizdeki programda Tireli Çiftliği’ne gezi var... Otobüslere doluşup bu kez ilçenin kuzeyine doğru hareketleniyoruz.
Bu arada belirteyim; uzun yılların hikayesi Akhisar-Gölmarmara-Salihli yolu duble hale getirilmiş, ufak-tefek rötuşları yapılıyor. Özellikle Denizli, Antalya yönüne gidecekler için duyurulur.
Akhisar’dan 15-20 km. sonra stabilize yola giriyoruz. 10 dakika sonra da Tireli Tarım İşletmeleri A.Ş.’ye ait Kastro Tireli bağlarının arasına konuşlandırılmış “Astro Kastro- Beyaz Keli, ya da Ak Kale-Ak Hisar” şarap fabrikasındayız.
Rehberimiz Şarapçılık Uzmanı Işık Gülçubuk... “Şarapçılık uzmanlığı” yeni duyanlar için yabancı gelebilir. Türkiye insan mozayığının daha zengin olduğu dönemlerde, özellikle Akhisar’ın gayri müslim kesiminde var olan bu eğitim dalı, göçlerle kaybolmuş... Bu alanda eğitim almak isteyen gençler de, kendilerini Fransa, İtalya gibi ülkelere yönlendirmiş. Işık Gülçubuk da onlardan birisi; yani diplomalı şarap üreticisi...
Kocaman fabrika, sadece bu çiftlik bünyesindeki 260 dönümlük bağa ait ve bu bağ da, dünyanın en tanınmış uzmanlarından birisinin kontrolunda, dünyanın en seçkin şaraplık üzüm çubuklarından oluşturulmuş.
Kastro Tireli’nin bağları...
İşi bilenler için değil de, benim gibi şarapçılığı “üzümler şaraphanenin kapısına dayanır, paletlerle içeri alınır, sıkılan üzüm suları fıçılara doldurulur, belirli bir süre sonra şişelenir...” den ibaret sayanlar için kısa açıklama yapayım; Astro Kastro’da üzümler şaraphane kapısına öyle kolay gelemiyor:
Budamalar sadece elle yapılıyor.
Fidan başı sadece 3-4 tırnak özenle seçiliyor, her tırnakta sadece ikişer göz bırakılıyor.
Salkımlar oluşmaya başladığında ara temizlik ve üstten kırpma yapılıyor. Temmuz ortalarında her fidanda en fazla 5-6 salkım bırakılıyor.
Hasatta üzümler tek tek seçilerek sadece “uygun” bulunanlar şaraphanenin yolunun tutuyor. Salkımlardaki üzüm taneleri seçile seçile elle taneleniyor ve sonra... Sonrası da sıra dışı ve ilginç tekniklerle dolu... Ama yerim azaldığı için kısa kesiyorum...
***
İsmini kurucusu Kuvayi Milliye Akhisar Komutanı ve ilçenin ilk belediye başkanı Tirelizade İsmail Bahri Bey’den alan çiftliğin başka bir tepeciğinde muhteşem bir köşk var... Ev sahiplerimiz konukları oraya alıyor ve klasik şarap mezeleriyle o az önce uzun yolculuğunu dinlediğimiz şaraplardan ikram ediyor...
İnsan, içtiği bir kadeh şarabın her yudumunu saygı ile içer mi?
İnanın; öyle yaptım... Uzmanlığa, özene ve doğallığa saygı gereği...
Ramiz Köfteli final...
Akhisar Zeytin Hasat Şenliği’nde sona yaklaşıyoruz... Final niteliğindeki öğle yemeği, Akhisar’ın ünü ve kolları neredeyse tüm Türkiye’ye yayılmış markası Ramiz Köfte’nin yeni tesislerinde...
Tertemiz bir restoran, tertemiz bir sunum ve birbirinden lezzetli çorbalar, köfteler, salatalar, tatlılar...
Saatlerimiz 15.30’a yaklaşırken, organizatörümüz Murat Demircan “bitti işareti”ni veriyor...
Üç gün süren Akhisar rüyamız, otobüsümüzün çevresinde tek sıra olmuş Akhisar Ticaret Borsası yönetici ve üyelerinin el sallamalarıyla son buluyor.
Ama Akhisar notlarımızın bir de fotoğraflı bölümü var... Şu sıralar Ayvalık Zeytin Hasat Şenlikleri’nde olmama rağmen, onları da yarın için hazırladım.
