Kemeraltı'nın kanatları...
Kimileri İzmir’in Kemeraltı’sını “dünyanın en büyük alış-veriş merkezi” olarak kabul edenlerin sayısı hiç de az değildir. Nitekim İzmir’in üçüncü kez sil-baştan kurulduğu yer olan Kadifekale eteklerindeki antik alış-veriş merkezi Agora ile birleştirildiğinde, hanlarıyla, hamamlarıyla, tarihi konaklarıyla, ayağa kalkmayı bekleyen bir tarihi ve turistik potansiyelle karşı karşıya geliriz.
Kemeraltı’nı, Konak Girişi’nden başlayıp, Basmane’nin Altınpark’ına kadar uzanan Anafartalar Caddesi’nden ibaret bir çarşı olarak görürseniz, iddialı söylemimi abartılı bulabilirsiniz. ancak; yarım yamalak da olsa, Kemeraltı Çarşısı’nın, yüksek getirili dükkanlarla gizlenmiş kanatlarına doğru açılırsanız, sizler de benim ilk gördüğüm zaman düştüğüm hayretin aynısına düşer, “bu güne kadar bu güzelim yapıların kaderine terk edilmişliğine, hiç hak etmedikleri şekilde, alabildiğine hoyratça kullanılmışlığı” karşısında hayıflanırsınız...
Ama teselliniz de hazırdır:
Bu eşsiz yapıların, eti gitmiş, ama kemikleri bize emanettir...
Gelir getirmeyen tesis yaşamaz
Kemeraltı’na geçmişte bir hayli belediye yönetimi el atmıştır... Kimisi işportacılara savaş açmış, kimisi yol düzenlemesine gitmiş, kimisi de çarşı boyunca sıralanan binlerce dükkana dış cephe standardı getirme gayreti içine girmiştir. Yapılanların hepsi de iyi olmuştur.
Ancak, Kemeraltı’nın kanatlarında gerçek hazinelere, maliyet ve zorluğun büyüklüğü karşısında, biraz da haklı olarak ötelenmiştir.
Söz konusu alanda, vefalı insanlarımız tarafından aslına uygun restore edilmiş, kafe, butik otel olarak yaşatılmakta olan çok sayıda tarihi yapı vardır. Ne var ki; bunlar sadece yüzde birler seviyesindedir, tüm işletmeciler de kar-zarar dengesi savaşı vermektedir.
Hakkını yememek lazım; Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve ekibi, ayağa kaldırılmış, halen yapı kalıntılarının altında gömülü bulunan 16 bin kişilik tiyatronun gün yüzüne çıkarılması, ortaya çıkacak muhteşemliğin Kemeraltı zenginlikleriyle bütünleştirilmesi ile İzmir’in kalıcı bir değere kavuşması için yoğun gayret sarf etmektedir.
TARKEM’i desteklemek lazım...
Kemeraltı’nın gizli değerlerinin ayağa kaldırılması ve kentin sosyal yaşamına, turistik zenginliğine katılması için gayret sarf eden, İzmirli tanınmış iş adamları tarafından kurulmuş, ortak sayısı şu sıralar 116’ya ulaşmış bir de kurum var: Tarihi Kemeraltı İnşaat ve Yatırım A.Ş. (TARKEM)...
Amacı “sosyal sorumluluk bilinciyle kent değerlerinin korunması, topluma kazandırılması ve kentlilik bilincinin geliştirilmesine katkı sağlanması” olarak özetlenen ortaklığın, geçtiğimiz günlerde, Başkan Aziz Kocaoğlu’nun da katıldığı genel kurulu vardı.
Orada bir konuşma yapan Kocaoğlu “Belediye Başkanı olduğum için bölgede bir bina satın alamadım” demiş ve eklemiş:
Bu projeden para kazanılır mı, meçhul... Ben büyük paralar kazanılacağına inanmıyorum. Moralinizi de bozmuş olmayayım...”
İzmir’in maddi ve manevi doymuşluğu ulaşmış insanlarından oluşan TARKEM ortaklarının, Kemeraltı’nın değerlerine büyük kazançlar elde etmek için el attıklarına, paralarıyla birlikte kıymetli zamanlarını da ayırmış olduklarına kesinlikle inanmıyorum. Kente katkı amacının, kentten gelir elde etme amacının çok çok üzerinde olduğu kanaatindeyim. Ancak ayağa kaldırılan her tarihi yapının en azından kendi işletim masraflarını karşılayacak duruma gelmesi şarttır. Bunun için de, Büyükşehir Belediyesi’ne, restore edilen binaları görünür hale getirmek, belediye hizmetlerinde ayrıcalık sağlamak, belirli bir süre ücretsiz su vermek gibi sorumluluğu olduğunu da, bunun da yatırımcılara moral olacağını düşünüyorum.
Başkan’ın, malum sebeplerden bölgede bina sahibi olamayışına gelince; sembolik olarak bölgeden bir bina satın alıp, restorasyonunu yaptıktan sonra, kentin sosyal ve kültürel yaşamına hediye etmesinin önünde bir engel bulunduğunu da sanmıyorum.
