Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Her yıl okullar açıldıktan sonra, neredeyse periyodik hale gelen bir bakanlık açıklaması, yasaklaması ya da uyarısı gelir:

        Şu şu marka öğrenci çantaları, kalemler, silgiler sağlığa zararlı. Şu ülkelerden gelen ve piyasaya sürülen şu tür kumaşlar zehirli ve kanserojen boya taşıyor...

        Önceki gün “piyasaya zehirli ayakkabı sürüldü” iddiaları üzerine benzer bir açıklama da Gümrük ve Tekel Bakanı Nurettin Canikli’den geldi:

        Maalesef bu ayakkabılar iç piyasada satılmış görünüyor. Zararlı kimyasal madde taşıyan ayakkabıların büyük ayakkabısı mı, çocuk ayakkabısı mı olduğunu da bilmiyoruz. 33 bin çift imha edilmesi gereken ayakkabı var...

        Bakan’ın açıklaması, içinde itiraf da barındıran samimi ifadeler olsa da, insanı derin düşüncelere sevkeden, sonra da çıkmaza saplayan bir hal...

        Türk insanını durumu gerçekten acıklı... Marketten, mağazadan bir mal alıyor, çoluk çocuk yiyor, içiyor, giyiyorsunuz, bir gün bir resmi açıklama; bazılarının içinde zehirli madde vardı...

        ***

        Oysa, devletten, hükümetten beklediğimiz açıklama şu:

        Gümrük depolarımıza, sınırlarımızdan giren her türlü malı analiz edecek tam donanımlı laboratuvarlar kuruyoruz. İnsanlarımız emin olsun ki; laboratuvarlarımızdan “sağlıklıdır-sağlığa zararlı değildir” belgesi almayan, ya da uluslararası yetkin bir kuruluştan benzer bir belge taşımayan hiç bir yiyecek-içecek-giyecek-kullanılacak mal, Türkiye sınırları içindeki market ve mağazalarda satılamayacak ve satılmamaktadır.

        Belediyelere “65 ve üzeri yaş desteği” geliyor...

        AKP Kuşadası ve son olarak da Dikili’de yapılan ilçe kongrelerinde, örgüt mensuplarının ortaya koyduğu “tek aday” diretmesine karşı aldıkları tavrı, ülkemizin “siyasi partilerinin demokratikleşmesi” açısından son derece isabetli buluyor, bu gelişimin daha da yaygınlaşacağına inancımı belirttikten sonra konuyu, zamanlarda İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İktidar Partisi kanadı arasında yaşanan “çıkarılan kanun gereği 65 yaş ve üstü vatandaşların, belediye otobüslerinde ücretsiz taşınması” tartışmasına getirmek istiyorum.

        Başkan Kocaoğlu demişti ya; “150 dairesi olan vatandaşı da bedava taşımak durumundayız... Otobüs işletmelerimiz cirosunun yarısı kadar zarar ediyor...”

        Geç oldu ama, temiz olacak...

        Aslında olması gereken, vaktiyle bu kanunu çıkaran hükümetin, belediyelerin omuzlarına bindirdiği bu yükü kısmen de olsa sübvanse edecek tedbirleri de getirmesiydi. Ama şu ana kadar olmadı.

        Kocaoğlu’nun yakınmalarına cevap veren AKP Genel Başkan Yardımcıları’ndan İzmir Milletvekili Nükhet Hotar ağır eleştiriler yöneltmiş. Hali vakti yerinde olan, bırakın 150 daireyi, iki dairesi olan vatandaşın bile belediye otobüsüne binmediğini, şoförlü veya şoförsüz kendi aracını kullandığını öne sürerek eklemiş:

        Kaldı ki bu uygulama, 65 yaş üzeri insanlarımıza bir vefadır...

        İşin eleştiri yönünü “teğet” geçerek geldiğim Hotar’ın açıklamasının son bölümden ise “CHP’li Kocaoğlu ve 65 üzeri vatandaşların seyahat giderleri bütçelerine yüklenmiş diğer belediye başkanlarına, Başbakan’ın da, İktidar Partisi Milletvekili Hotar’ın da hak verdiği” anlamını çıkarıyorum:

        Başbakan Davudoğlu, belediyelerin beklediği sübvansiyon için talimat verdi.

        Engelli, yardıma muhtaç ve 65 yaş üstü kişiler, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı ilgilendiriyor. Sayıları da gerçekten çok fazla. Bakanlık, belki belediyelere kaynak aktarabilecek.

        Her kurum, kendi personeli için sübvansiyon kararı alabilir. Ayrıca akaryakıt vergilendirme konularında şikayetler geliyor. Bu konuda da bir düzenleme hazırlığı var...

        ***

        Geldiğim nokta şu: Daha ağır “65 yaş ve üstü yükü”nden yakınan İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerine çözüm olacak desteklerden, İzmir de yararlanacak...

        Diğer Yazılar