Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türk Edebiyatı’nın büyük ustası, uluslararası gururu Yaşar Kemal’i de sonsuzluğa uğurluyoruz. ismini ilk kez lise yıllarımda rahmetli edebiyat öğretmenimiz İsmet Kültür’den duymuş, son dersten çıkar çıkmaz İnce Memed’i bir an önce okuyabilmek için soluğu Atatürk Kütüphanesi’nde almıştım.

        Tam da bizim oraların kırsal yüzünü (Kayseri Yahyalı) Orta Toroslar’ın insanlarını, kurnaz ağalarını, beylerini, zenginlerini, yoksullarını, zevklerini, zaaflarını destanlaşan kahramanlıklarını anlatıyordu. Bir hayli cüsseli romanı bitirene kadar kendimi, romanın olan bitene karışmayan bir kahramanı olarak hissettiğimi hatırlıyorum... Ardından 23 roman, şiirler, öyküler...

        Ne muhteşem bir kalem, ne muhteşem bir gözlemciydi...

        Her ölümlü gibi Yaşar Kemal’i de kaybettik...

        Bu topraklara kök atmış büyük bir çınarı...

        Bir düşünce adamını, gerçek bir aydınını, entellektüelini, dünyaca tanınmışını, bu ülkenin sadık ve değerli bir vatandaşını, doğru bildiklerini dobra dobra söyleyebilen, yeri geldiğinde “kral çıplak” diyebilen, bu uğurda dışlanmayı, yargılanmayı, damgalanmayı aklının ucuna bile getirmeyen adam gibi adamını...

        Yaşarken ölümsüzleşmeyi başarmış bir dünya değerini...

        Ne mutlu, yaşadıkları dönemde ölümsüzleşmeyi başarıp da ölebilenlere...

        Ne mutlu Büyük Usta’ya... Nurlar içinde yatsın...

        Dönüşüm”e ilk kazma vurulurken...

        Kanunu, yönetmeliği varken, yıllardır konuşulmaktan öteye geçilemeyen “kentsel dönüşüm”de ilk kazma Uzundere’de vurulmuş ve 23 binanın yıkımına başlanmış. Aslında zor ve bir o kadar da çok denklemli bir iş. Ne kadar “dönüştürülecek yapı” varsa, o kadar itirazı, endişeyi, dedikoduyu, aksi yönlendirmeyi gidermek lazım. Bu da binlerce kafadan çıkacak binlerce ses, binlerce “dönüşüm”e hazır olmayan kafa karşısında kafa patlatmak demektir ki, gerçekten zor iş...

        Çünkü bildiğim kadarıyla, yüz karası görünümlerden kurtaracak, böylesine önemli bir dönüşümde zorlayıcı madde yok...

        İşin asıl zorluğu da zaten oradan kaynaklanıyor.

        İkna ekipleri”ne Allah kolaylık versin...

        Türkiye’nin, bugün üstesinden gelmeye çalıştığı “çirkin, altyapısız va sağlıksız yaşam koşullarını barındıran gecekondu sorunu”, yarım asırlık üst üste bindirilmiş, sonunda kangrene dönüşmüş bir birikimin, göz yummanın, “seçim rüşvetleri”nin eseri...

        Dilerim; siyasilerin seçim kazanma tahribatlarından sadece birisi olarak karşımızda duran bu dev sorun, işin içine siyaset bulaştırılmadan çözüm yoluna girer.

        İzmir Büyükşehir Basın Merkezi’nden geçilen habere ekli, Uzundere’nin yakın gelecekte kavuşacağı görünümü gösteren temsili fotoğrafı görünce, bu dönüşümün bu kent için ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha anladım.

        Kolay gelsin...

        Başkan, “ayrımcılık” yapıyor!...

        Bilindiği gibi İzmir’in 30 ilçesinin 7’sinde İktidar Partisi’ne mensup belediye başkanları görev yapıyor, zaman zaman da “İzmir Büyükşehir Belediyesi hizmette ayrımcılık yapıyor” sesleri yükseliyor. Geride bıraktığı 10 yılı aşan hizmet döneminde dikkatle gözlemlediğim kadarıyla, Aziz Kocaoğlu, “seçimi seçim döneminde bırakma”yı bilen ve uygulayan, mensubu bulunduğu partisine ve kendisine oy vermeyen vatandaşlara ‘seçim faturası’ kesmeyi, Büyükşehir hizmetlerinden yoksun bırakmayı aklının ucundan bile geçirmeyen birisi.

        Hatta tam tersini yaptığını, her hangi bir siyasi istismara meydan vermemek adına, AK Parti’li başkanların görev yaptığı belediyelere, CHP’li belediyelerden daha çok hizmet götürdüğü bizzat gözlemlerim arasındadır.

        Hal böyleyken; geçenlerde Başbakan’a kadar ulaşan, ona da bir kaç tehdit savurtan bir “ayrımcılık söylemi” ile hayretler içinde kaldığımı samimi olarak ifade etmek durumundayım. Eğer bir “ayrımcılık”tan söz edilecekse, bunun CHP’li belediyeler aleyhine olduğu kesin.

        Başbakan’a kadar ulaşan “şikayetler”in, yerleştirilmeye çalışılan bir siyaset anlayışının, gerginlikten medet ummanın eseri olduğu kanısındayım.

        Diğer Yazılar