Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, ikide bir “Bölgesel EXPO”dan söz ederken, son İzmir ziyaretinde tekrarlamış: Tüm hazırlıklarımızı yapıyoruz...

        Aslında boş polemikleri oldum olası sevmem ve arkasına da düşmem. Acayip önerilerle kıymetli zihnimi boş yere yormam... Örneğin son günlerde, Altınordu Başkanı’nın önerip de, “bir konu bulsak da tartışsak, şu çok şey bilmişliğimizi bir halka anlatma fırsatı bulsak” arayışı olanların doya doya tartıştığı “Kültürpark’a stadyum yapalım” önerisi gibi...

        Bakan Zeybekci, söz konusu öneriyi yine bir İzmir ziyaretinde ilk yaptığı zaman, samimiyetle belirteyim ki konuya “olmayacak işler” açısından baktım ve bu köşede bir tek kelime bile etmedim.

        Görüyoruz ki iş, başvuru aşamasına gidecek kadar hazırlıklar yapılıyor ve bayağı da ciddi. O halde bir-iki laf etmenin de sırası.

        Bir kere, bu güne kadar hep şehirlerin bu iş için ayrılan ve özel olarak dizayn edilen bölümlerinde yapılan EXPO’nun, kendine has ve yerleşmiş felsefesi, tüzüğü, kuralları var. Değişik şehirlerin veya bölgenin ortaklaşa yapabilmesi, başvuru sahibi ülkenin isteği ile olabilecek bir durum değildir. Bunun için bu bir “olmayacak dua”dan ibarettir ve “amin” deminin de bir faydası yoktur.

        Bakan her ne kadar bu fikrinden ve çabasından dolayı kendi çevresinden ve hükümete yakın olan kesimlerden bol bol alkış almış olsa da, bu gazlara gelmemesi, samimi önerimdir...

        İzmir EXPO’ya bir kez başvurdu...

        Bilindiği gibi, iki kez EXPO düzenlemek için başvurusu olan ve bu konuda büyük paralar harcayarak büyük çabalar sarf eden İzmir, iki kez kapıdan dönmüştür. Aslında İzmir’in başvurusunu iki değil, bir olarak kabul ediyorum. Birincisini yerel yönetim tamamen kendi inisiyatifi, yetkisi ve EXPO düzenleniş felsefesine göre yapmış, tüm hazırlık ve sunumları yerel güçler üstlenmiştir. Nitekim bu başvuru, “kıl payı” kaçırılmıştır.

        İkinci başvuruda hükümetin eli vardır. Başbakan vardır, bakan vardır, vali vardır, hükümet bürokrasisi vardır. Kentin belediye başkanı, başkanları, yerel güçleri, sivil toplum örgütü temsilcileri, bu organizasyonda kendilerine görev biçilmiş, verilmiş -tabir caizse- piyonlardır.

        Oldu mu, olmadı...

        Olabilir miydi? Olamazdı...

        Neden; Çünkü, olay EXPO anlayışından çıkmış, düzenlenecek alanın palanları bile Ankara’dan yapılmış, “öyle olmaz” diyen yerel yönetim, kanaat ve diploma sahipleri de, “aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” açmazında bırakılarak bir de “zaten bunlar...” şeklinde suçlanmışlardır.

        Paris’te aldığımız sonuç, birincisinden daha kötü...

        Hem de, kolumuzu kanadımızı kıracak, bir daha EXPO kelimesini ağzımıza alamayacak hale getirecek cinsten.

        15 milyonluk Ege’den tek bakan...

        Hatırlarsınız; o zamanlar Ankara Belediye Başkanı bile çıkıp “EXPO’ya biz de başvuracağız” demişti de, hükümet kanadından yükselen “Bu iş İzmir’in hakkıdır” sözleriyle susturulması bile bol bol politik malzeme yapılmış, insanın aklına bazı “siyasi cinlikler” getirmişti.

        Ülkemizde, önce dedikodusu çıkan, ilk tepki olarak “bu da olmaz, bu da yapılmaz, yapılamaz” dediğimiz, sonunda “olunca, yapılınca” kanıksadığımız, bir çok durumla karşılaştık. Daha da nice “olmaz, olamaz, yapılmaz, yapılamazlar”a hazırlıklı hale gelmiş durumdayız.

        Bu deneyimlerin ışığında, yeni EXPO konusunu da, “kural tanımayan siyaset mühendisliği”nin yeni bir eseri olarak yorumlayacağım, çok da mantıklı nedenler ortaya koyacağım ama, bu topraklardan çıkmış, Denizli’nin Tavas’ının ağır yaşam koşullarında pişmiş, tırnaklarıyla kazıya kazıya okumuş, iş kurmuş, sanayici olmuş, bileğinin hakkıyla belediye başkanı olmuş, milletvekili olmuş, bakan olmuş Nihat Zeybekci gibi gerçek bir bölgesel değere kıyamıyorum. Meclis’e 50’den fazla milletvekili göndermiş 15 milyonluk Ege Bölgesi’nden çıkmış, halen “bakan” sıfatlı tek siyasi değerimizin iyi niyetli çabalarına...

        Diğer Yazılar