Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        7 Haziran’da, başta sivil toplum örgütlerinin olağanüstü gayretleri ve seçime katılan siyasi partilerin katkılarıyla her türlü şaibeden uzak bir seçim yapmış, 4 partiyi Parlamento’ya sokmuştuk. Çıkan sonuç, bir uzlaşmayı, anlaşmayı, medeni ölçülerde ve ülke asgari müştereklerinde bir ortak hükümeti işaret ediyordu.

        Ben de dahil çok sayıda vatandaş durumdan memnun, ülkenin durumunu belirginleştirecek, sürekli değişim halinde olan bir çok ekonomik göstergeyi, özellikle de rekor üstüne rekorlar kıran döviz fiyatlarını stabilize edecek bir “milli ortaklık” beklentisi içine girmişti.

        Tüm olumsuz işaretlerin beslenip özenle büyütülen umutlar, siyasilerin uzlaşmazlığı, paylaşmazlığı yüzünden çıkmaza saplandı. Çünkü, iki parti seçim sonucunu beğenmemiş, millet iradesine saygıyı da laf ebeliği ile bir kenara bırakabilmişti.

        Şimdi bir karmaşa ortamından, içinde hiç bir belirginlik taşımayan, üstelik de 7 Haziran seçim sonuçlarını doğrulayan göstergelerin elde olduğu bir ortamda, bu milletin dişinden tırnağından artırarak ödediği vergilerin 2 milyar lirası daha sokaklara serpilerek seçime gidiliyor.

        Beklendiği gibi sonuç aynı çıkarsa, yapmacık koalisyon görüşmelerinde siyasiler arasında ortaya çıkan “karşılıklı meltem havası bu kez ciddi şekilde değerlendirilecek, zoraki bir hükümet ortaklığı kurulması için çalışılacakmış...”

        Yani, yeniden ya da erken seçime açık içinde “tek başına iktidar kırıntısı” barındıran bir ihtimal hesaba katılarak halkın milyarları ile bir nevi seçim kumarı oynanacak. Vatandaşlık bilinci. ülke sevgisi ile seçmen yaşına gelmiş, fikri hür, olabildiği kadar, “izin verildiği” kadar vicdanı hür bizlere de istemeye istemeye, belki de “Allah kahretsin” diye diye sandık başına gitmek düşücek...

        Üstelik seçim sonuçlarıyla başlayan felaket zinciri, terör belası tüm hızıyla devam ederken, her gün analar ağlarken, çocuklar babasız kalırken, mezarlıklar şehitlerle dolarken...

        Samimi görüşüm olarak “Böyle seçim düşman başına...” diyor, sandık başına “namus belasına” diyerek gideceğimizi “toplum mühendisleri”ne umutsuzca hatırlatıyorum...

        Kültür Merkezi inşaatı başlıyor....

        Geçtiğimiz Temmuz sonlarında, Bornova’nın göbeğinde yıllardır enkaz halinde bekletilen Kültür Merkezi inşaatı ile ilgili bir haber vardı. MHP İzmir Milletvekili Murat Koç, Kültür Merkezi’ni tamamlama ihalesinin yapıldığını, yakında inşaatın başlayacağını duyuruyordu. Bu konuda, bazı siyasiler aracılığıyla “yalan habere” defalarca köşe açmanın akıllanmışlığı içinde açıklamaya pek itibar etmedim. Çünkü, “böyle bir olay olsa, bu işi -tabiri caizse- “namus meselesi” yapmış bir AKP İzmir Milletvekili Nesrin Ulema dururken, bu işi muhalefetten bir milletvekilinin açıklaması, pek mahtıklı görünmüyor” diye düşündüm ve es geçtim.

        Nitekim o “itiraz” aradan 1.5 aydan fazla zaman geçtikten sonra Ulema’nın Danışmanı Engin Kaşdaş aracılığıyla geldi. MHP’li Koç’un verdiği “tamamlanma ihalesi” olayı doğrulanıyor. 4 Ağustos’ta müteahhide yer teslimi yapıldığı eklendikten sonra özetle şöyle deniliyor:

        Bu iş ihale aşamasına Sayın Milletvekilimiz Nesrin Ulema’nın doğrudan takibi sonucu gelmiştir... Süreç bu kadar açık ve net iken, bazı siyasi çevrelerin konu üzerinden reklama soyunması son derece üzücüdür...

        Anlaşılan o ki; Bornova Kültür Merkezi ihalesini yapan bürokratlar, işin takipçisi AKP’li Nesrin Ulema’ya bilgi vermeyi atlamışlar. Ancak MHP’li Murat Koç, ihaleyi bir yerlerden öğrenmiş, elini çabuk tutup açıklamayı “patlatmış...”

        Sonuç itibariyle “bizim enkaz”ın modern bir kültür merkezine dönüşmesi için gün sayılıyormuş... Birkaç güne kadar mı desem, “erken ya da yeniden seçim” öncesi mi desem, inşaat başlayacakmış...

        Haklı olarak, çeyrek asırdır Bornova’nın göbeğindeki yarım inşaatı dert edinenlere, “kötü gündemin içinden çıkmış eser miktarda iyi haber” olarak duyurulur...

        Diğer Yazılar