Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Şu yaz ortasında, Ayvalık nüfusunun kat kat katlandığı bir dönemde, ilçenin Alibey ya da Cunda Adası’na doğru çıkışında oturan vatandaşlar, son günlerde lağım kokusu yüzünden bir yandan belediyeleri (Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Ayvalık Belediyesi) telefon yağmuruna tutar. Ayvalık Belediyesi doğal olarak topu bu işlerden sorumlu Balıkesir Belediyesi’ne atarken, Balıkesir Belediyesi’nden “çalışma olduğu” cevabı gelir.

        Bununla yetinmeyen bizim genç meslektaşlar (gazeteciler) “pis koku kaynağını arama turu”na çıkar. Sonunda da koku kaynağını tespit ederler: BASKİ (Balıkesir Su Kanalizasyon İdaresi) Ayvalık-Cunda arasındaki kanalizasyon hattına eklenen bir boru ile atıklar denize verilmektedir.

        Ertesi günkü gazetelerde, Ayvalık’a reva görülen çevre rezaleti manşetlerdedir...

        İşin diğer garip yanı; kanalizasyonun ek boru ile denize verildiği yerde, Ayvalık Belediyesi’nin bir süre önce hizmete açtığı 8 Nisan Koruluğu ve Mesire Alanı vardır.

        Tabii ki Ayvalık’ın tüm Körfez Bölgesi’ne dağıtılan gazetelerin başarılı muhabirleri haberi, ortaya çıkardıkları rezaleti bu haliyle bırakacak değiller ya... Soluğu BASKİ Ayvalık Müdürü Saadettin Gezen’in karşısında alırlar, fotoğrafları gösterirler...

        Müdür Bey’in, belgeli iddialara kılıf hazırlayacak hali yok ya; gerçeği anlatır:

        Ayvalık ile Cunda Boğaz Köprüsü arasındaki kot farkını yok etmek üzere çalışma yapıyoruz. Yeni hattı devreye alınca, denize verilen kanalizasyon borusunu iptal edeceğiz.. Yani, zamansız o inşaat bitinceye kadar Ayvalıklılara ve misafirlerine lağım kokusu sunmaya devam...

        AKP’li Büyükşehir, CHP’li ilçe belediyesi...

        Doğal olarak insanın aklına, CHP’li belediyeye sahip Ayvalık’la, AKP’li Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanları arasında bir bir anlaşmazlık ya da, burada ayrıntılarına girmeyeceğim, Türkiye’de örneklerine sıkça rastladığımız “siyasal çekişme”nin varlığı geliyor.

        Hadi bu “sapık düşünceler”i aklımızdan kovalım ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi yöneticilerine soralım: Yılın 10 ayı çuvala mı girdi de, kanalizasyon inşaatına girişmek, yolları veya kenarlarını kazmak, mevcut borunun taşıyamadığı lağım sularını denize vermek için şu topu topu 2-2.5 aylık turizm mevsimini seçtiniz? Bunu yaparken, insanların aklına yukarıda sözünü ettiğim “siyasal çekişme-cezalandırma” gibi aykırı sorular geleceğini hiç mi aklınıza getirmediniz?

        Bu arada, bazılarını tanıdığını genç gazetecileri yürekten kutluyor, sevgilerimi gönderiyorum.

        Çevreciliğin partisi olmaz...

        Aylardır taktirle izlediğim, alkışladığım bir çevre hareketi de Ödemiş’te sergileniyor. AKP’li Belediye Başkanı Mahmut Badem, ilçenin CHP’ye, MHP’ye, hatta HDP’ye oy vermiş insanlarını, çevre örgütlerini yanına almış, AKP’li hükümetin, ilgili bakanlıklarının sadece Ödemiş’in değil, tartışmasız tüm Ege Bölgesi’nin göz bebeği Gölcük ve çevresinde altın madeni çıkarmasına karşı eylem üzerine eylem yapıyor... Tanrı’nın sadece Ödemiş ve çevresine değil, Salihli’ye, Turgutlu’ya ve de İzmir’e büyük armağanı olan, sıklıkla da ziyaretçisi olduğum o güzelim tabiata çevre canavarı iş makineleri sokulmasına, o dağlarda vızır vızır dev maden kamyonları dolaşmasına izin verenlerin aklına ve izanına şaşıyorum. Bir de Ödemiş’in hayati mücadelesine, ucu yarın kendilerine de dokunacak olan Salihlililerin, Turgutlulular’ın, İzmirliler’in seyirci kalmasına... Her şeyi para ve pula çevirmekte “usta” olan karar vericiler şunu bilsin ki, Gölcük ve çevresinden çıkarılacak altını ikiye katlayıp o dağlara yatırsanız bile, sebep olduğunuz tahribatı asla gideremezsiniz.

        Biraz da gelecek nesillere “bozacak” yer bırakın... Bu kadar çevre günahı yeter...

        Diğer Yazılar