Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Adı: Şükrü Erbaş... 1953 Yozgat doğumlu... Gazi Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilimler Bölümü 1978 mezunu... Toprak Mahsulleri Ofisi’nde çalışma hayatına atıldı ve aynı kurumdan emekliye ayrıldı. 1978 yılında Varlık Dergisi’nde ilk şiiri yayınlandığında bu yana, bu alanda bir hayli ün kazandı.

        Hem de ne kazanmak;

        Yolculuk adlı şiir kitabı ile 1987 Atıf Kansu Şiir Ödülü’nü,

        Dicle Üstü Ay Bulanık Şiir kitabı ile 1996 Orhan Murat Arıburnu Şiir Ödülü’nü,

        Üç Nokta Beş Harf şiir kitabı ile 2002 Ahmet Arif Şiir Ödülü’nü,

        Gölge Masalı adlı şiir kitabı ile 2005 Ömer Asım Şiir Ödülü’nü kazandı.

        2012’de de 17. Altın Portakal Şiir Ödülü’ne layık görüldü.

        Bunların yanında 20’ye yakın şiir ve düz yazın kitapları bulunan Erbaş halen Antalya’da yaşıyor ve yazmaya devam ediyor.

        Şairimizden küçücük bir dizeye yer verdikten sonra konuya girelim;

        Bir kapı önündeyim

        Girsem suç, girmesem ayaz...

        Cumhuriyet Gazetesi’nin ve Ege’de Son Söz’den Yeşim Yavuzer’in haberine görü; Eğitim-Sen Kiraz Temsilciliği yöneticileri Sağlık Meslek Lisesi Konferans Salonu Konferans Salonu’nda yapılmak üzere Şair Şükrü Erbaş’ın katılacağı bir şiir dinletisi düzenler. Ancak İlçe Emniyet Müdürlüğü böyle bir etkinliğe izin vermediği gibi, sebep de açıklamaz.

        Bu kez etkinlik için bir düğün salonu kiralanır. Ancak bir kaç gün kala salon sahibi “kusura bakmayın” der ve susar. Sendikacılar bu kez ilçedeki tek otel Koru Otel’in kapısını çalar etkinliğin burada yapılması konusunda anlaşmaya varılır. ‘Olay’ın sıkı takipçisi olan Emniyet Müdürlüğü bu kez, etkinliğin haber olmasını sağlayan icraata imza atar; Bu şiir dinletisini burada yapın ama, Şair Şükrü Erbaş şiirlerini seslendirirken ayağa kalkmasın... Kalkarsa emniyet güçleri müdahalede bulunacak...

        Geçmiş olsun Müdür Bey...

        Bu ilginç yasağı haber alan Koru Otel’in yönetimi, Eğitim Sen’cilere “Otelimiz dolu, siz bu işi başka yerde yapın” der... Kiraz’da Şair Şükrü Erbaş’ın dinleti sunacağı başka mekan kalmayınca etkinlik Ödemiş’e alınır ve Eğitim Sen Ödemiş Temsilciği Bürosu’nda yapılır. Büroya gelen polis, şairin şiir okurken ayağa kalkmaması gerektiğini, aksi halde müdahale edileceğini bir kez daha hatırlatır. Şair Erbaş da, kendisini uzaktan izleyen polisler eşliğinde yasağı bozmadan dinletisini sunar...

        .......................

        Bu sıra dışı “olay”da, yüksek kademelerden “sakıncalı şair” konusunda talimatlandırılan İlçe Emniyet Müdürü’nün zor günler geçirdiğini, sonunda da “illa da şiir okuyacaksa, bari oturarak okusun” formülünü bulduğunu, bu “formülün” de harfiyen uygulanması için dinletinin düzenlendiği salona “ayakta şiir okursa gereğini yapın” talimatlı polis memuru görevlendirdiğini tahmin ediyorum ve kendisine, geçmiş olsun -eğer geçtiyse- dileklerimi gönderiyorum.

        Bir tahammülsüzlük de CHP’den...

        CHP İzmir İl Örgütü, genel kongre öncesi toplantı yapmış, İl Başkanı Alaattin Yüksel “Kongre delegemizden Yüksel Çakmur dışında herkes Genel Başkan ve Genel Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyecek” demiş. Daha da ötesi 73 delegeden 72’si, sözünü imza altına almış. Bu cümleden ve uygulamadan “Kılıçdaroğlu’nu oy vermeyecek” anlamı çıkabilse de, durum hiç de öyle değil... Nitekim kendisi açıklık getiriyor:

        Ben o imzayı destek verip vermeme anlamında algılamıyorum, etik değer olarak görüyorum. Kurultaya giderken iradeniz kişisel iradedir. 2000 yıldan beri demokrasinin ana kuralıdır. İmza atılacaksa kurultay yapılmasın.”

        Bazı CHP’lilerin tepki gösterdiği bazılarının “Çakmur’ca bir davranış” olarak yorumladığı bu ‘olay’da Yüksel Çakmur’a katılıyorum. Ülkemizde “yozlaştırılmış demokrasi hastalığı”nın en etkili ilacı olması gereken Atatürk’ün partisinde bu tür “antidemokratik partilere bakarak kararmalar”ın (üzüm üzüme bakarak kararır atasözünden uyarlama) asla yer bulmamasını diliyorum.

        Diğer Yazılar