Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’ın şu Konak Belediye Meclisi üyelerinden çektiğini...” diye bir cümle kursak, kimse abarttığımızı söyleyemez. Göreve geldiğinden bu yana, bir grup muhalif üyenin boy hedefi haline getirdiği, o kişilerin ilgili ilgisiz bir çok konuda eleştirdiği Başkan Pekdaş, bu üyelere gerekli cevabı yetiştirdiği, benim gibi belediye meclis toplantısı haberlerini dikkatle okuyanların malumudur. İncir çekirdeğini doldurmayan bir çok “özenle yaratılmış konu”da saatlerde söz düellosuna girişilmiş olması da hafızalarımızdadır.

        Rayına oturmak üzereyken, iyice rayından çıkmış demokrasimizde, demokrasinin birer parçası olan yerel meclislerin, yerel konularda hiç bir güç baskısı, istek ya da “talimat”la çalışmış olması her demokratın isteği olmasına rağmen, mevcut halin hiç de böyle olmadığı hepimizin üzen malumdur.

        Nitekim; bu kentin yüzde 100 aleyhine olan bir çok hükümet kararı ve uygulaması, ne yazık ki, yerel meclis üyeleri tarafından gözümüzün içine baka baka savunulmuştur.

        İç muhalefet daha ağır...

        Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, muhalefet tarafının durgun bir döneme girmesi ile mecliste sakin günler yaşarken, bu defa kendi partisi CHP’den bazı üyelerle sürtüşme yaşamaktadır. İddia, komşu iki arsanın sahibine “kıyak” yapıldığı, iki arsanın imar durumunun birleştirilerek rant sağlandığı, yani torpil yapıldığı iddiasında ve arkasında da bir çok çalışanı zan altında bırakacak bir dizi itham ve oturumu terkedecek kadar tepkili olmak...

        Kamu adına görev yapan insanların, görev alanına giderken her türlü kişisel davranış biçimlerini evde bırakarak sadece o görevin ve o görevi verenlerin hoşuna gidecek, menfaatini koruyacak bir kişilikle gitmiş olmaları taraftarıyımdır. Geçmişte yaşananları da bir kenara bırakarak...

        Konak’ta imar değişikliğine (aslında şu an yaşadığımız kentlerin iflah olmaz rezaletlerinin altında bu imar değişiklikleri yatmaktadır) karşı çıkan arkadaşın geçmişine bakarsanız, geçtiğimiz yıldan başkanı “faşistlik”le suçlayacak kadar ileri gitmişliği var... O bakımdan parti genel merkezinin, il başkanlığının, “olay”a kendiliğinden el koyması, gereğini yapması lazım. Kimsenin rozetini taşıdığı partiyi, partiliyi yıpratmaya hakkı yoktur diye düşünüyorum.

        Neden halka sorulmuyor?

        Geçen hafta seyahatte olduğum için atlamışım; Büşükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, “şehrin göbeğine stat mücadelesi”nde havlu atmışlar ve hükümetin istediği gibi Karşıyaka ve Güzelyalı’ya 15 biner kişilik stadların yapılmasında “yasal engel olmak”tan çekildiklerini açıklamışlar.

        Başkan Kocaoğlu, geçmişte bir çok polemiğin yaşandığı süreç için diyor ki “Sadece bir avam projeyle TOKİ tarafından ihaleye çıkıldı. Biz bunun üzerine imar yasasının emredici hükümleri yerine getirilmediği, plan değişikliği, uygulama imar planı vs. yapılmadığından dolayı ve özellikle Karşıyaka ve Göztepe’de statların çevresinde başka bir yeşil alanın bulunmaması, herhangi bir afet anında iki yerin de toplanma merkezi olarak belirlenmesi, bu statların İzmir’in ihtiyacını karşılayamayacağı, 15 bin kişilik statların zorlamayla şehir stadı olamayacağı gibi nedenlerle dava açtık.”

        Şimdi her türlü engel olmaktan vazgeçilme kakarı alındığına göre, demek ki, çiğnendiği iddia edilen “şehircilik ilkeleri” falan artık hikaye ya da değişti...

        Oralarda oturan halka bir sorsanız, “Eyyy ahali... Size kolaylıkla ulaşabileceğiniz statlar yapıyoruz... İster misiniz?” diye bir refarandum yapsanız... Madem herkes her şeyi halk için yapıyor... Buyrun halk orada...

        Diğer Yazılar