Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sabaha karşı yataklarından toplanan insanlar, yavrusundan koparılan analar, ellere takılan kelepçeler, ite kaka nezarethanelere doldurulan anlı şanlı müdürler, amirler, memurlar... Yerle bir edilen ve “kanun gücü” ile üzerinde tepinilen sosyal statüler, insanlık onurları... Dizi dizi iddialar, havada uçuşturulan iddialar ve bazı “basın organları”na sızdırılan “belgeler...” Daha neler; neler...

        Hapishanelerde geçen aylar, girerken dökülen gözyaşlarına karşılık olan özgürlük gözyaşları...

        Çalıştıkları kurumu soyan, zarara uğratan, içinde yetim hakkı bulunan paralarını çar-çur eden, çalan “çetenin reisi” olmaktan 397 yıl hapis istemiyle yargılanan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu... Adalet Sarayı önünde adalet talepçisi binlerce Türk vatandaşının katıldığı duruşma günleri, Türk Polisi tarafından tartaklanan Türk vatandaşları...

        Türk savcılarının, hakimlerinin, kesintisiz aylar tutacak mesaisi, dosyalardan taşan ifade tutanakları... Aradan geçen dolu dolu 5 yıl...

        BU EZA NEDEN?

        Bu kadar gürültüden, patırtıdan, üzüntüden, gözyaşından, zulümden, işkenceden sonra zannedersiniz ki bir şeyler çıkacak... Örneğin 397 yıl hapsi istenen “çete reisi” için hiç olmazsa sağlam delillere dayalı 3-5 yıl hapis gibi... Bunu bile çıkaramayacaksanız, bu insanlara bu ezayı neden ettiniz, bu cefayı neden çektirdiniz?

        Bu kararın tam karşılığı, bu karar suçsuz insana, bunca ıstırabı, ezayı, cefayı çektirenlerin, sosyal statülerini ayaklar altına alanların, hayatlarının bir dönemini karartan, bu insanları çocuklarının, eşlerinin utancı yapanların aynı adalet tezgahlarından geçmesi değil midir?

        Hadi bakalım; birileri başlasın o zaman...

        Çamurlarla kirlenmiş cübbeleri birileri çıkarsın, ya da yakışmayan temsilcilerin üzerinden zorla alınsın...

        YÜKSEK VERGİ

        Her türlü vergi bindiriminden sonra klasik lafımdır; bu ülkenin kaçakçıları, sahtekarları, bu ülkenin vergi koyucularına duacıdır... Senin 3 liralık bir sigarayı veya benzerlerini, vergilerle şişirerek 10 liraya sattırdığın bir yerde, kaçakçı 4 liradan piyasaya sürüyorsa, sen o vergiden uyduğum gelir rakamını hiç bir zaman tutturamazsın, senin hedeflediğin rakama ister PKK de ister sade kaçakçı, onların payını artırırsın.

        Sözü İzmir’de rekor düzeyde yakalanan kaçak içkiye ve içki imalathanesine getireceğim ve bunların tamamının, 100 liraya satılan bir ürünün, kaçak yollarla da olsa 25 liraya imal edilebilmiş olmasından kaynaklandığını herkes bilir de bilmesi gerekenler bizim kadar biliyor mu?...

        İçki ve sigara tüketimini azaltmanın yolu, kesinlikle “içiyorlarsa vergisini ödesinler” değildir.

        Diğer Yazılar