Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu bir kez daha sandık başına gidiyoruz... Bunca yıllık ömrümde kim bilir kaçıncı gidişim... Bu alandaki vatandaşlık ve görev bilincim tamdır. 1982 Anayasa oylaması hariç, oy kullanmadığım hiç bir seçim olmamıştır. O, kullanmamanın faturasını da 6 ay sonra adresime gelen 50 liralık vergi makbuzu ile ödemek zorunda kaldı...

        Bu gün önemli bir gün... Tarihçilerin şimdiden sayfalar ayırdığı bir gün... Demokraside, demokrasi anlayışında nereden nereye geldiğimizin dökümü, bu akşam açılacak sandıklardan çıkan sonuçlarda gizli.

        Sandık bir demokrasi göstergesidir... Çoğumuz biliriz ki; oy sandıklarına girenin hepsi, özgün iradenin, “ülkemin refah ve mutluluğu, çoluk çocuğumun geleceği” olarak şekillenmiş, üzerine ağır sorumluluklar yüklenmiş bir bilincin eseri değildir.

        Siyasiler her ne kadar, meydan meydan meydan yırtınırcasına savunsalar, savunamasalar da, sandık başına giden halkın oyunun en az yüzde 80’i, daha sandık kararı alındığında bellidir. Ya “ne yaparsa benim için iyisini yapar”da şekillenmiştir, ya da “Ne yaparsan yap, bana lazım değilsin...”de düğünlenmiştir. Geriye kalan yüze 20 de, “kararsızlar”, sandık kaçkınları, vatandaşlık bilinci az gelişmişler ve oy kullanacakları sandıklardan, umursamazlıkları yüzünden uzak kalmış duyarsızlardır.

        Yaklaşık iki aydır miting meydanlarına, yollarına dökülen milyonlarca lirayı hesaba katarsak, her halde oyunun rengini değiştirme ihtimali olanların, bu ülkeye oy başına maliyeti on binlerce lira ile ifade edilebilir ki; gerçekten yazıktır, günahtır...

        SÖNDÜRÜLEN MEŞALE

        Yarın, Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 77. yıl dönümü... Yüzde 93’ü okuma yazma bilmez Anadolu halkını aydınlatmak, bilinçlendirmek, dünyadaki tüm insani ve teknolojik gelişmelerden haberdar etmek üzere rahmetli Atatürk’ün talimatıyla 5 yıl süren yoğun hazırlıktan sonra tam teşekküllü olarak yakılan meşalenin göz kamaştıran aydınlığı, dış güçlerin ve onların amaçlarına hizmet eden yerli siyasetçilerin, toprak ağalarının gayretleri ile söndürülmüştür. Dünya eğitim tarihine “örnek” olarak geçen sistemin kurucuları da, en ağır hakaretlere maruz bırakılarak eğitim hayatından uzaklaştırılmışlardır. Eğer Köy Enstitüleri, 10 yıl daha açık kalsaydı, “ülkemin ve çocuklarımın geleceği” diye oy atanların sayısı kat kat daha yüksek olacaktı...

        Tıpkı, demokrasinin istediği gibi...

        Hepinize sağlık içinde mutlu pazarlar ve aydınlık yarınlar dilerim...

        Diğer Yazılar