Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        8 Eylül 2003... Bu tarih, Türkiye’de “vali” denince ilk akla gelen ve arkasında “süper vali, efsane vali, aykırı vali, sıra dışı vali” diye sıfatlar bırakan Vali Recep Yazıcıoğlu’nun ölüm tarihi... Hemen “neden icabetti? Ölüm tarihi değil, doğum tarihi değil” diyebilirsiniz... Geçenlerde Facebook’ta geziniyorum; vatandaşın biri, “devlet adamı dediğin..” cinsinden onunla yaşadığı bir anısını anlatmış... Arkasından onu tanıyanlar öyle bir döşenmiş ki; benim Facebook’a baktığım saatlerde 1600 küsur kişi, “Allah rahmet eylesin” diyor, büyük küçük anısını paylaşıyor, iyiliklerle yad ediyor...

        Aslında ülkem insanı için, bazıları, “balık hafızalı”, yani “çabuk unutur” dese de, bu ülkenin öylesine vefalı insanları var ki; iyiyi-iyiliği, kötüyü- kötülüğü asla unutmuyor...

        Ülkemizin, çok iyi hatırladığım ve tüm olaylarını çok iyi gözlemleyebildiğim son 50 yılına baktığımda; Türkiye yönetim tarihinde bir daha eşine asla rastlayamadığım iki insanı zirveye yerleştiririm; 1- Vali Recep Yazıcıoğlu 2- Maliye Bakanı Adnan Kahveci...

        Ne yazık ki; ikisini de, hayatlarının en verimli çağında trafik kazası(!)na kurban verdik. Hayatları devam etseydi, hakim siyasilerin elinde nasıl bir sonları olurdu bilinmez. Ancak, sadece “emniyet müdüründen vali olmaz” diye fikrini söyleyen Yazıcıoğlu’nun, bunun hemen ardından hakim siyasilerin hışmına uğradığını, halka hizmetten alıkonulduğunu hatırlarsak, gerisini kestirebiliriz...

        MAAŞI KABUL ETMEDİ

        Özal hükümetlerinde Maliye Bakanı Adnan Kahveci, milletvekillerini özel ayrıcalıklarla donatan, emekli maaşlarını normal emeklilerin 7-8 katına çıkaran kanun tasarısının kanunlaşmasını engellemeye çalışmış, başarılı olamayınca da, özel dilekçe vererek “böyle bir maaşı reddediyorum” diyebilmiştir.

        Rahmetli, geride bakıma muhtaç iki çocuk bırakarak eşi ile birlikte trafik kazasına kurban gittiğinde, çocuklarına “milletvekili emekli maaşı”nı, yanı “kıyak maaş”ı miras olarak bırakmamıştı. Ondan bu yana, “bu kadarını hak etmiyoruz” diyerek, tüyü bitmemiş yetim hakkı bulunan devlet bütçesine, kendi yaptıkları kanunlarla el uzatmaya karşı çıkan tek siyasiyi dahi göremedik. Hizmet yaptığı ilçe ve illerde, kalıcı eserler bırakan, çapsız siyasiler ve onların dayattığı kanunlarla kalkınma olmayacağını açıklıkla, cesaretle anlatabilen ve siyasilerin ödettiği bedellere katlanabilen Yazıcıoğlu’nun çapına ulaşan bir valiyi de tarihimiz henüz yazmadı. Bilmem bilir misiniz; Kahveci ile Yazıcıoğlu aynı yıl aynı yerde doğmuş (Trabzon Köprübaşı), aynı ilkokulun aynı sınıfında okumuş, mezun olmuş iki arkadaş... Ne mutlu onlara... Öldükten sonra da iyilikleriyle, adamlıklarıyla yaşayabiliyorlar...

        Diğer Yazılar