Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        EVLİ, 2 çocuk babası, 1.83 boyunda, 85 kilo bir adam. Bir dönem gece kulüplerinde boydguard’lık yapmış, ardından bir sanat galerisinde çalışmaya başlamış. Görevi, mevzu çıkarması muhtemel bir eseri korumak. Kimden mi bahsediyorum, Dot’un ‘Bunu Ben de Yaparım!’ adlı oyununun Dave’inden.

        İŞTE BU!

        Nick Hornby’nin yazdığı oyunu Melisa Kesmez ve Serkan Salihoğlu Türkçe’ye çevirmiş. Hem de çeviri olduğunu unutturacak içtenlikte ve akıcılıkta bir dille. Yine Salihoğlu’nun su gibi akan rejisi ve Dave’e can veren İbrahim Selim’in şahane performansı eşliğinde 60 dakika süren ama üzerine uzun uzun düşünme, konuşma arzusu hissettiren bir oyun hediye etmişler seyirciye. Hediye demem tam da bundan, bittiği yerde insanın içinde bir yerlerde yeniden başlamasından... Dave’in kişisel hikâyesinden de, korumakla görevli olduğu sanat eserinden de ilk fırsatta gidip sizin öğrenmeniz için bahsetmeyeceğim. Bunun yerine Dave’in başlangıçta sadece korumak için başında durduğu eserle zamanla kurduğu bağı görmenin bende yarattığı “İşte bu!” duygusundan söz edeceğim. Önceleri tek derdi evine ekmek götürmek Dave’in. Bu nedenle en yakınında dursa da çok uzun mesafeler var koruduğu sanat eseriyle arasında. Zamanla gözü gibi bakmaktan, gözlerini açıp da gerçekten bakmaya, görmeye dönüşüyor olay. Aralarındaki mesafe ortadan kalkıyor. Ve bu ilişki sayesinde Dave bir aydınlanma, bir dönüşüm yaşıyor.

        DAVE'İ DİNLEYİN

        Sanata tepeden veya uzaktan bakmayı ya da sanatın bize böyle baktığı yanılgısına kapılmayı bir bıraksak, sanata yakından baksak; Dave’in yaşadığı dönüşümü herkes yaşayacak. Bakış açımız genişleyecek çünkü, oyunda da bahsi geçen tahammülsüzlük mikrobunun yarattığı önyargılar, duvarlar ortadan kalkacak. Lafı uzatmayacağım; madem sanata yakından bakmak dedik; gidin Dot’un Kanyon’daki sahnesine, girin o sanat atölyesine, kulak verin Dave’in mizahın kafa açan gücünü de içine katarak söylediklerine. Biletler www.go-dot.org’da ve 0212 251 45 45 numaralı gişede...

        Oyundan sonra sohbet

        YİNELİYORUM, ‘Bunu Ben de Yaparım!’ seyircide üzerine uzun uzun konuşma arzusu uyandıran bir oyun. Ne mutlu ki haftada 1 kez oyundan sonra Serkan Salihoğlu ve İbrahim Selim ile oyun hakkında sohbet etme imkânı da sunuluyor seyirciye. Bu sohbet benim için oyun kadar keyifliydi. Söz alan her seyirci oyunun kendisinde bıraktığı izi anlattı, kendi bakış açısıyla yorumlar yaptı. Paylaştıkça büyüdüğümüzü hissettim sohbet boyunca, Denk gelirseniz kaçırmayın!

        Dot’tan çocuk oyunu

        DOT, yakında ilk kez bir çocuk oyunuyla da seyirciyi selamlayacak. Dotkanyonda’nın projesi olan ‘Yeni Öğretmenimiz Bir Canavar’ adlı oyunun yazarı Dennis Kelly, yönetmeniyse Tuğrul Tülek. 8 yaş üstü küçüklerle yetişkinlerin birlikte izleyebilecekleri oyunda Gizem Güçlü, Cem Özeren, Barış Aytaç, Rami Çakır, Eylül Güntekin, Sena Başdoğan, Atakan Akarsu ve Veli Kılıç rol alıyor. Nitelikli çocuk oyunlarına çok ihtiyacımız olduğunu hiç dilinden düşürmeyen biri olarak, mutluluktan havalara uçtum bu haberi alınca. Ve Dot’un kurucusu-genel sanat yönetmeni Murat Daltaban’a “Nasıl doğdu bu oyunu sahneleme fikri?” diye sordum. “Çocukluk yılları, yetişkinlerin dünyayla kurduğu ilişkinin temellerinin atıldığı dönemdir. Bu temelin sağlamlığı, sığlığı ya da derinliği çocukluk dönemindeki tecrübelerle belirlenir. Tiyatro, bu tecrübelerin en yoğun ve büyüleyici bir dille yaşandığı alandır. İnsanlık fikrinin süzülerek ulaştığı en yalın durum, tiyatroda kendini tanımlar. Bu yalınlık çocuk için ideal koşulları bir araya getirir. Diğer çocuklarla, ebeveynlerle, hikâye anlatıcılarıyla konuşarak, tartışarak, bazen itiraz ederek bir hikâyenin kahramanlarını inceler ve bir fikri yaşamışlığa en yakın noktadan deneyimler” dedi ve ekledi:

        "UZUN ZAMANDIR HAYALİMİZDİ"

        “Uzun zamandır hayal ettiğimiz bir türdü çocuk tiyatrosu. ‘Kış Dönümü’nde çocuklarla çalışırken yaşadıklarımız ve yaptığımız çocuklarla tiyatro atölyeleri, çocuk oyunu yapmak arzusunun sebeplerindendir. Çocukların bir hikâyeyi tanımlama biçimleri, çözümlemeleri dikkat çekiciydi. Çocuklarla ‘Kış Dönümü’nde kurduğumuz pozitif ilişkinin sonucudur bu oyun. Dünyaya bir de onların gözünden bakmaya, onların dünyasını paylaşmaya çalışma denemesidir. Bu yüzden yetişkinleri de yakından ilgilendirir.” Oyun 12 Mart Cumartesi’den itibaren Dotkanyonda.

        Diğer Yazılar