Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kabataş’ı Cihangir’e bağlayan Fındıklı Yokuşu, geçtiğimiz yıldan beri her zamankinden daha hareketli. Bunun nedeni Craft Tiyatro’yu renklerine eklemesi...

        Geçtiğimiz sezon, Türkiye’nin en iyi oyuncularından biri olan İpek Bilgin ile “Işık” diye seslendiğim genç yetenek Barış Gönenen’in rol aldığı ‘Uğrak Yeri’ni izlemiştim burada. Henüz izlememiş olan tiyatroseverler, görülmesi gereken oyunlar listelerine mutlaka eklemeli. Geçtiğimiz hafta sonu, bu kez Neil LaBute’ün yazdığı, Seda Yıldız’ın Türkçe’ye çevirdiği, Çağ Çalışkur’un yönettiği ‘Kayıp’ adlı oyunu izlemek için Craft’ın yolunu tuttum. ‘Kayıp’ı izlemeden önce oyunda rol alan Şenay Gürler ve Deniz Karaoğlu’yla birlikte kuliste keyifli bir yolculuğa koyuldum. Bu yolculuğa, Seda Yıldız ve oyunun asistanları Esra Ergün ve Erkan Kurtuluş da eşlik etti. “Burası bizim evimiz” dedikleri tiyatronun kulisinde onlarla birlikte gezinmeye başladığım andan itibaren, kendimi evimde gibi hissetmeye başladım ben de... Çünkü ‘Kayıp’ın kulisinde hayatın içinde kaybolmaya yüz tutan dostluk, paylaşım, samimiyet gibi değerler başrolde!

        İÇİMİZ DIŞIMIZ TERÖR...

        Kulis sohbetimiz sonra erdikten sonra sıra oyunu izlemeye geldi. Yasak aşk yaşayan ve ne denli ruhsuz bir ilişkiye sahip oldukları gerçeğiyle İkiz Kuleler’in yıkıldığı gün yüzleşen bir çiftin hikâyesi üzerinden hepimizin hayatlarına dokunan ‘Kayıp’, resmen kalbimin orta yerine oturdu. Abby rolündeki Şenay Gürler, benim için duru güzelliğin vücut bulmuş hali. Bu hem dış görünüşü, hem oyunculuğu hem de kalbi için geçerli. Ben’i canlandıran genç oyuncu Deniz Karaoğlu’nuysa geçtiğimiz yıl rol aldığı ‘Yalnız Batı’ adlı oyunda keşfetmiş, performansından çok etkilenmiştim. Bu ikili, ‘Kayıp’ta harika bir sinerji yakalamış. Seda Yıldız da metni çok iyi analiz ederek Türkçeleştirmiş. Dış dünyadaki terörizmle insanın iç dünyasındaki terörizm el ele veriyor oyunda. Seyirci, onlarla ne zaman el sıkıştığını sorguluyor oyun boyunca. İçini dışını kaplayan çamuru fark ediyor, utanıyor...

        HAYATIMIZ ISKA!

        Oyunun provaları sırasında ekip de yaşamış bu yüzleşmeyi. Gürler, “Halının altına süpürdüklerimizle yüz göz olduk. Kendime sürekli ‘Su gibi ak’ derim ama hayatın içinde bunu başaramıyoruz. Çamurlara saplanmayı, gerçeklerden kaçmayı seçiyoruz” diyor. “Aşkta da kendimize çamurdan adamlardan sahte kahramanlar yaratmaya bayılıyoruz öyle değil mi?” diye soruyorum. Beni “Sahte kahramanlar yaratmaya öyle kaptırıyoruz ki kendimizi; oyundaki gibi gözümüzün içine bakmayan, sevişmeyi bile güç gösterisi yerine koyan adamlar uğruna kendi hayatımızı ıskalıyoruz” diye yanıtlıyor. İnsanı tüm manevi kayıplarıyla yüzleştiren oyun, cumartesi akşamları seyirciyle buluşuyor. İzlemezseniz kayıp olur! (0212 249 49 66)

        BAĞIMLILIK YARATAN TERAS

        Muhteşem manzaralı terası, Craft Tiyatro’ya ayrı bir renk katıyor. Oyun öncesinde ya da sonrasında burada bir şeyler içmek ya da denize karşı sohbet etmek seyirci için de oyuncular için de büyük keyif. ‘Kayıp’ı Türkçeleştiren Seda Yıldız, çeviriyi tiyatroda yatarak bu güzel manzaraya karşı yaptığını söylüyor.

        GİRİŞ CÜMLEMİZ: ‘HAYDİ EĞLENELİM’

        Oyunda giyeceği kostümleri partneri Deniz Karaoğlu’nun üzerine tutarak gözden geçiren Şenay Gürler, “Deniz her oyundan önce bana ‘Haydi eğlenelim’ der. Biz burada hep birlikte oyun oynuyoruz. Üstelik bize hayatın neresinde durduğumuzu sorgulatan bir oyun. Deniz çok iyi bir oyun arkadaşı. Ya birlikte çıkıyoruz ya birlikte batıyoruz. Onunla çalıştığım için çok şanslıyım” diyor.

        REİKİ VE MASAJ SERVİSİ VAR

        KAYIP’ ekibi rahatlamak istediğinde Seda Yıldız’ın sihirli parmakları ya masaj ya da reiki yaparak imdatlarına koşuyor. Şenay Gürler, “Gala günü başım çatlayacak gibiydi. Ağrı kesici aldım ama bana mısın demedi. Deniz’den, Seda’nın reiki yaptığını duymuştum. Bana da yapmasını istedim. Sihirli parmakları ağrımı hemen yok etti” diyor.

        CAMDAKİ ÇAMURA DİKKAT!

        OYUNUN gizli öznelerinden biri, camların üzerini kaplayan çamur... Metnin içinde, kapitalist düzenin kurbanı haline gelen günümüz insanının içler acısı halini özetleyen, “Çamur kadar berrak olduğun sürece hiç sorun yok” diye bir replik var. Şenay Gürler ve Deniz Karaoğlu, “Çamura tutunarak çamur gibi yaşamak bize öğretildi” diyor.

        ISINIRKEN HIZINI ALAMIYOR

        GÜRLER, oyun başlamadan önce bir tabak kurufasulyeyi midesine indiren Karaoğlu’nun, ısınırken enerji patlaması yaşadığını söylüyor: “Deniz oyun öncesinde dans ederek ısınır. Hızını alamadığı için dekordaki lambaları kırmasına artık hepimiz alıştık.”

        Diğer Yazılar