Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Küçük Prens Türk topraklarından çıksaydı ne isimler takar, ne başlıklar atardık değil mi? “İhtiyar delikanlı 70 yaşına bastı” mesela. Küçük Prens çaktırmasa da 71’inden gün alıyor. New York’ta yazılan kitap, New York’ta bir sergide 70. doğum gününü kutluyor.

        1943’e kadar çocuklar da büyükler de La Fontaine’le, Hans Christian Andersen’le, Mary Poppins’le idare ediyordu. Okurların Küçük Prens kitabını ilk eline aldığı 1943’te hikâyenin inanılmaz bir başarı öyküsü olarak başladığı da söylenemez. İki hafta New York Times’ın bas bas “Müthiş kitap” diye duyurmasına rağmen, efsane olması uzun zaman aldı. Bu hikâye büyüklere anlatılan bir fabl mıydı yoksa gençlik edebiyatı mı? “Marketing” denen nane de o yıllarda bu kadar agresif kullanılmıyordu... Bugün New York’ta Küçük Prens sergisi açılmasının sebebiyse, kitabın ilk New York Times’ta duyurulmasından değil. Yazarı Antoine de Saint-Exupery’nin kitabını yazdığı şehir New York. İlk basıldığı yer de Amerika. Lakin, yazar yaşarken kitabın ana dilinde yayınlandığını göremeyecek, çünkü 1944’te bir uçuş sırasında uçağı düşecek ve kitap da Paris’in işgalden kurtuluşundan haftalar sonra basılacak...

        KÜÇÜK PRENS NEW YORK’LU MU?

        Morgan Library & Museum’da, ufak sayılabilecek bir serginin bu kadar tantana koparmasının nedeni, ilk kez Saint-Exupéry’nin kitabı yazarken defterine çizdiği orijinal sulu boya resimler ve üzerinde yüzlerce revize bulunan çalışma sayfalarının sergilenmesi. Milyonlarca kez basılan kitabın daha yazarın elindeyken hangi dağları, ovaları aştığını görmek için hepsi şahane belgeler. Ve içinde biz Türkleri ilgilendiren bir belge var. Oraya geleceğiz... Önce Küçük Prens’le New York’un bağını anlatalım. Yazar Saint-Exupéry, 1940’ta Fransa Almanya karşısında hezimete uğrayınca, karısıyla New York’a taşınıyor. Central Park’ın güneyinde bir ev tutup yerleşiyorlar. Yıllar sonra Saint-Exupéry’nin kitabı New York’ta yazdığı, çalıştığı defterin sayfaları ışığa tutulunca anlaşılıyor: Sayfalarda “Fidelity Onion Skin, Made in USA” yazıyor. Saint-Euxpery’nin Amerika günleri kişisel gerginliklerle dolu, savaşın ağır yükünü üzerinde hissediyor. Kitabı bitirdiğinde New York’taki arkadaşı Silvia Hamilton’ın kapısını çalıyor: “Sana benim için kıymetli bir şey vereceğim, zaten elimde avucumda tek olan da bu!” Bir tomar kâğıdı girişteki masanın üzerine bırakıp gidiyor. Kitabı okumasını istediği ilk insan Hamilton’ın 12 yaşındaki oğlu. Kağıtların üzerine de bir not iliştiriyor: “Küçük Prens’i anlattığım, hakkında konuştuğumuz ve büyük ihtimalle Küçük Prens’le arkadaş olacak Stephen’a.” Bu kopya Saint-Exupéry’nin bir çocuğa hediye ettiği tek kopya!

        Hollandalı iken Türk oluyor

        Yazar, kitapta çok fazla yeri silmiş atmış. SaintExupery kendiyle ve hayatla yüzleştiği kitapta nedense Küçük Prens’in vejetaryen diyetini, dünyada geçirdiği vakitleri kendine yazdığı kopyada karalıyor. Mesela Küçük Prens dünyada bir eve yemeğe gidiyor, lakin ev sahipleri “Kendi kendini bir eve davet edemezsin” diyerek Küçük Prens’i evden kovuyor. Sergide yer alan düzeltilmiş sayfalardan birinde de çok tartışmalı (Tartışmanın sebebine dair not: Kitap Atatürk’ü diktatör olarak tanımlamasından ötürü Türkiye’de yasaklandı) Türk astronom bölümü var. Kitaba göre; Küçük Prens’in yaşadığı asteroidi (B612) bulan bir Türk astronom. Hatta bu astronom asteroidi uluslararası bir kongrede anlatır ama fesli kafası ve Doğulu giysilerinden dolayı kimse onu dinlemez... Sergideki belgelere göre ilk kopyada astronom Hollandalı, yazar sonra nedense fikrini değiştirmiş, üzerini karalamış, astronomu Türk yapmış ve fesi de ekleyivermiş.

        Diğer Yazılar