Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Jeff Koons New York’un çenesini yoruyor. Ne demişler, zenginin malı züğürdün çenesi, tam da o hikâye, Koons popüler kültürün en önemli isimlerinden biri ve şehirde açılan sergisini duymayan yok! Whitney Müzesi’nin önündeki kuyruklar müzenin açılış saatinden dakikalar evvel başlıyor. New York’ta sergiye dair öyle bir duyuru bombardımanı yaşanıyor ki henüz 40’ı çıkmayan bebeğiyle bile gelenler var. Bence bir sıkıntı yok! Kuyrukta bekleme süresi en az, o da erkenden sıra kaptıysanız, 45 dakika. Beklerken konuşulan konu ise ne acıklı ki Gazze’de yaşananlar. Gerçek dünyadan kitsch bir dünyaya adım atılacak birazdan!

        DELİ Mİ DÂHİ Mİ?

        İçeride yoğun güvenlik önlemleri var. NY’nin bütün çocukları burada. Müzenin sırf çocuklara hazırladığı broşür ve aktivite kitabı çok doğru bir hamle, nitekim müzenin en üst katındaki eserlerin başından ayrılamayacaklar, orası büyük bir oyun odası gibi... Çocukların hepsi futbolcu olmak zorunda değil, bakarsınız sizinki de sanatçı olur! Bu arada önemsiz bir detay gibi gözükse de müzede tek bir çocuk dahi tek bir esere dokunmazken güvenlikten sert uyarı yiyenler 50 üstü yaş grubu! Komik bile değil. Whitney Müzesi Koons’un hakkını vermiş, serginin adı ‘A Retrospective’ ve içeride de Koons’un 1978’den günümüze kadar olan eserlerini kapsayan 150 eseri var. Konu başlıklarından biri de şu; ‘Bir bu, bir de Andy Warhol’. Dedim ya züğürdün çenesi diye, normal, zira sanatçının işleri daha yapım aşamasındayken alıcı buluyor. Ve hatta şu meşhur balon köpek serisinden bir eser geçtiğimiz yıl Christie’s Müzayedesi’nde 58.4 milyon dolara satıldı, daha ne olsun! 59 yaşındaki Jeff Koons, 1970’li yıllarda medya merkezli sanatçılardan biri olarak çalışmalarına başlamış ve 35 yaşına geldiğinde pop kültürünü canlı tutmaya karar vermiş. Pop kültürün göbeğinde durmasının bir işareti midir bilmem, zira bir dönemini İtalyan porno yıldızı Cicciolina’yla geçiren ve hatta kadınla evlenip sansasyonlu bir boşanma yaşayan da Koons’un ta kendisi. İşte bu evlilikten geriye kalan Cicciolina’yla birlikte gerçekleştirdikleri erotik fotoğraflar serisi: Made in Heaven. Bu fotoğrafların bulunduğu bölmeye girmeden evvel çocuklu ailelere bir uyarı var: “Burada göreceğiniz eserler rahatsızlık verebilir.” Müzenin beş katına yayılan Koons’un eserlerine bakarken dağıtılan audio kulaklıklardan Koons’un dramı da anlatılıyor. Bu kadar çocuğa dair eserin sebebi, yıllarca göremediği oğlu Ludwig. Sanatçı, “Günün birinde oğlumun bakıp da bu işleri yaparken onu düşündüğümü anlayabileceği sanat eserleri yapmaya çalışıyorum” diyor. Müzeyi gezen çocuklar elbette bu dramdan habersiz, renkli aynaların önünde poz veriyor.

        ‘İŞLERİMDE GİZLİ BİR ANLAM YOK’

        Sergi New York’ta birçok serginin önüne geçerken, Koons’un vakti zamanında anlattıklarını doğruluyor. Şöyle diyor Koons: “Sanatım, izleyiciyle iletişim kurmak adına her türlü adıma başvurur. İzleyicinin ilgisini çekebilmek için her türlü hileye, ne gerekiyorsa, ama ne gerekiyorsa ona başvurmaya hazırım.’’ Valla açıkca söylemek gerekirse, ben de “Dürüst olsunlar ciğerimizi yesinler” diye düşünüyorum. Yoksa Koons’un boş kovasına bakınca aklıma sadece 80’lerde memlekette yaşanan su kesintileri, evde açık unutulan musluklar ve sabah uyanıp da yataktan ayağını aşağıya attığında gelen ‘cup’ sesi geliyor.

        Jeff Koons endüstrinin hazır nesnelerini dönüştürerek ürettiği işleriyle, balon hayvanlar gibi banal objeler üzerinden yarattığı eserlerle sanat dünyasını ve eleştirmenleri ikiye bölmüş bir insan. Zira kimileri Koons’un işlerini aşırı önemli bulurken, kimileri de “Kitsch” diye aşağılıyor. Zaten sanatçı da işlerinde gizli bir anlam yatmadığını söylüyor. Serginin küratörü Scott Rothkopf, eserlerin büyüklüğü, ağırlığı ve kırılgan yüzeyleri nedeniyle büyük zorluk yaşadıklarını söylerken, sergide en çok ilgiyi muhtemelen Koons’un Michael Jackson’ın şempanzesiyse çektirdiği resimden esinlenerek yaptığı heykel görüyor. Reklam sektörüne ve medyaya tartışmasız inanan sanatçıya, bu sektörler bu kadar destek verdiği için serginin önünde kuyruklar var, hayat kendi döngüsünü kendi tamamlıyor. Yolunuz buralara düşerse sergi 19 Ekim’e kadar açık. Bir de not: Müzenin restoranı da şahane, hani acıkırsanız diye. katılmıyorum” diyor.

        Diğer Yazılar