Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        26 Ocak Perşembe günü Meriç Müldür, sporda son ayların en çarpıcı haberini yazdı... Futbolumuzda son sekiz yılda neler yaşanmıştı... TAK, TAK, TAK! Meriç, bana göre, ayın karanlık yüzünü, Nasa’dan (Amerikan Uzay Dairesi) önce, biz okuyuculara mükemmel anlattı... Yönetici, futbolcu, hakem, gözlemci, temsilci, devlet tarafından soruşturuluyor ve soruşturulmalı da... Yazıyı okuduktan sonra, aklıma Conspiracy Theory (Komplo Teorisi) filmi geldi... Mel Gibson’ın başrolünü oynadığı ve dünyada yaşanan bir çok olayın, belirli güçler tarafından yapıldığına inanan, Jerry Fletcher ismindeki bir taksi şoförünün, bunu ispatlamasıyla geçen film... 1997 yapımı bu film, iki yıl sonra yaşayacağımız 99 depremini bile konu etmişti...

        Yeri ve zamanı vererek... Bunu hiç unutmadım...

        Gelelim benim, 2017 yılındaki komplo teorilerime...

        Ya hakemler, kasıtlı, yanlış karar verdiyse ?

        Ya futbolu yönetenler, masum yeşil sahaya karıştıysa?

        Ya futbolcular, sözleşme haklarını ihlal ettilerse?

        Ya temsilciler, gözlemciler, kötüye, çok iyi dedilerse?

        Ya karanlık güçler, son 8 yılda, kulüplerin en kritik yerlerinde görev aldılarsa? Ne olur biliyor musunuz? İlk önce, yurt dışından 2 karar gelir mail yoluyla... “FIFA üyeliğiniz askıya alınmıştır, bir süre, Şampiyonlar Ligi’ni televizyondan izleyeceksiniz” diye!

        SPOR YAZARLIĞI ÜZERİNE

        Spor yazarlığı, skor yazarlığı değildir. Hayat, sadece futbol yazmak değildir... Hayat atletizm yazmaktır, mesela! Hayat, bir basketbol maçının son 20 saniyesini, makaleye çevirebilme sanatıdır... Hayat, voleybolda smaçör hatasını, yazıyla analiz etmektir... Hayat, hentbol diye bir sporun varlığından haberdar olmaktır... Hayat, Dünya Kayak Şampiyonasında, buz gibi havada, dünya rekorlarını, aşk romanı yazar gibi okuyucuya sunmaktır... Bu ülkede, bunu ilk defa gerçekleştirenler tarihe geçecekler. Hayaller büyük, projeler ve fikirler doğurur. Yoksa “L’EQUIPE (Fransız spor gazetesi) ne güzel yahu!” diye, oturmaya devam ederiz, güzel, güzel...

        NBA CEZA SİSTEMİ

        “Hak mahrumiyeti cezası verildi, şu yöneticiye...” diye kararlar var ya... Bu uygulama, ceza filan değil... Sadece bürokratik işlerden el çektirme cezası, o kadar... Ceza alanlar, tesislerine girer, maçını mis gibi, locada seyreder, özetle hayat devam eder... Kendilerine, para cezalarını kim verir, bilemem, kulüp hesabı mı? Havuzdan, kulübe gelen para mı? Bilmiyorum... Dallas’ın sahibi Mark Cuban, dolar milyarderi bir patron.. Ama renkli kişiliğinin yanında, çok sinirli! Mesela; hakemler hakkında ağzına geleni söyleyince, NBA ceza sistemine takılıp, katlamalı 1,5 milyon dolar ceza aldı... Saha kenarından hakeme bağırınca, 100 bin dolar ceza aldı.. Şimdi, baya sakin maşallah... NBA’de ceza alan yöneticilere, kendi antrenman tesislerine girme yasağı bile verilebiliyor. Girersen, katlamalı para cezası.. Mesala en ilginci LeBron James... 10 maç ceza aldı ama sakat ve 10 maç oynamayacak, sakatlık geçince, ceza devreye giriyor... Özetle çok değerli bir ürün, böyle korunur...

        EĞİTİM VE SPOR

        NTV Spor’da, yani bizim mekanda, Fuat Akdağ, Halil Özer, Mehmet Aslan, Tayfun Bayındır, Murat Özbostan, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’a çok önemli sorular sordular. Benim en çok ilgimi çeken bölüm ise Spor Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında yapılan protokol... Çocuklarımızı, tam sınav uzmanı olmaktan kurtarıp, spora yönlendirecek bir protokol bu... Mutlaka uygulanmalı... Yoksa olimpik yetenekler, yine çocuk yaşta heba olacak... Spor eğitiminde Amerikan, Alman, İngiliz sistemini yakalayıp, onları geçmeliyiz... Bizde bu yetenek var. Önemli olan hemen çalışmaya başlamak!

        Diğer Yazılar