Hakan Çalhanoğlu vakası
4 ay sahalardan uzak kalacak... “Ben 17 yaşındayım, yani cezai ehliyet sorumluluğuna sahip değilim” dedi, Trabzonspor’la sözleşme imzaladığında... Hukuk okumadım ama olayı araştırdım... 100 bin Euro al, protokol veya sözleşmeye, sen ya da vekillerin ıslak imza atsın, sonra vazgeç... Trabzonspor itirazda haklıdır. Bu konuyu, ‘Milli Takım ne olacak?’ çatısına çekenler var. Hukuk bir adım önde olduğundan, bu ceza kesinlikle sineye çekilmek zorunda bence... Federasyon; FIFA ve CAS karşısında, “Yapmayın kardeşim, Hakan daha çocuktu, gençlik hatası bu” dese, adama gülerler. ‘Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim niye araya girmedi?’ diyenler var.
“FIFA, UEFA ve CAS’ta, benim amcaoğlum veya kuzenim var, cepten bir arayayım, bu konuyu hallederim” mi diyecekti Fatih Terim? Ee buna da gülünür. Yaş 17 de olsa, 77 de... Temsilcilerin, avukatların olacak, büyük ve geleceği olan bir isimsen. Drogba, Eto’o, Ramos, Hazard da çok sözleşme imzaladı.. Dikkat edin, daha büyük isimleri yazmadım. Mesele, insanın kendini yönetme sanatını iyi bilmesidir. Severim mütevazı kelimesini!
ŞİMDİ YAŞASAYDI NE DERDİ?
Muhammed Ali, büyük bir şampiyon değildi sadece... Her türlü ırkçılığa karşı adalet peşinde olan bir insandı o... 1967 yılı... ABD, Vietnam’a saldırır... Dönem karışık ve Ali konuşur; “Evimden 10 bin mil öteye gidip, Vietnam’daki kahverengi derili insanlara, neden bomba ve kurşun yağdıracakmışım ki? Hem de burada, Louisville’de, zenci dedikleri insanlara yaratık muamelesi yapılıp, en basit insan hakları onlardan esirgenirken! ‘Böyle bir tavır koymak sana milyonlarca dolara mal olur’ diye beni uyardılar... Benim halkımın gerçek düşmanlara karşı adalet, özgürlük ve eşitlik kavgalarını yürüten insanoğlunu köleleştirmek için bir araca dönüştürecek kişiler için halkımı da kendimi de rezil rüsva edecek değilim!” Ali, sadece ringde savaşmıyordu... Şimdi, dünyada yaşananlar malumunuz... İnanın çok merak ediyorum... Büyük şampiyon, Beyaz Saray’a ne derdi acaba? Şöyle bitirelim; 11 Eylül faciasından sonra Ali çok üzülür, Dünya Ticaret Merkezi’ne taziye ziyaretine gider..
Tabii gazetecilerin soruları vardır... En ilginci CNN muhabiri Mc Oneil’den gelir..
Mc Oneil: “Bu dehşetin meydana gelmesine sebep olan teröristlerle aynı dinin mensubu olarak neler hissediyorsunuz?
Muhammed Ali: “Siz, Hitler ile aynı dini paylaşan bir mensup olarak neler hissediyorsanız, aynısını!”
MAJESTELERİ, SAYGILAR...
1981... Basel, İsviçre.. Bir efsane dünyaya geldi... 11 yaşında tenise karşı büyük bir kabiliyeti olduğu, spor öğretmenleri tarafından keşfedildi... Laf aramızda, futbola olan kabiliyeti de fena değildi ama sağ elindeki raketi onun gibi kullananı görmemişlerdi. 16 yaşına doğru ailesinden izin aldılar, tenis ve eğitimini birlikte sürdüreceği spor okuluna getirdiler. Sonrasını zaten biliyorsunuz, kazanmadığı kupa yok ama sporcu karakterinin dışında yaşlılar, çocuklar ve iyileşmesi zor hastalar için ortaya çıkmadan, reklam yapmadan yaptıkları hep konuşulur... Lakaplar boşuna takılmaz. Your Excellency... (Majesteleri)
İKİKİTAP!
Marcos Eduardo Neves, Alex de Souza’nın biyografisini yazdı, geçen hafta sonu bitirdim... Alex’in, Brezilyalı ünlü şair ve felsefe profesörü Adelia Prado’nun dediği gibi, Brezilya futbol tarihinin en büyük oyuncularından biri olduğunu, tabii sadece saha içinde değil, onu da öğrendim..
Diğeri ise, arkadaşım Serhan Asker’in edebiyatı, futbolu, gezi ve anılarıyla birleştirdiği “Efsane değil, İnsanım” adlı kitabı... Spor kitaplarını seviyorum.
