Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu bir senaryodur, gerçeklerle hiçbir ilgisi olmayabilir, ama gerçek olaylardan esinlenerek

        yazılmıştır...

        BÖLÜM 1...

        İlk antrenman: Sadece 13 futbolcu vardı... Hava soğuktu, yağmur yoktu, ama keşke

        olsaydı, belki hava bu kadar üşütmeyecekti... Hollandalı (filmdeki kod adı) oyuncuları topladı ve yüzlerine baktı... İşinin çok zor olduğunu biliyordu... Gülümsedi... Daha önce ne zor işlerin üstesinden gelmişti... Sonra saatine baktı, bugün sık sık yapacağı gibi... Hayallerini oyunculara acilen anlatması gerekiyordu... Offff dedi... Hadi başlayalım...

        BÖLÜM 2...

        Başrol oyuncularının sahne çekimleri başlar... Arda Turan: Görevi, en kısa zamanda vereceği şok paslarla, rakip savunmayı imha etmek... Emre Belözoğlu: Yorulmamak, sinirlenmemek, Modriç'i bir figüran haline getirmek... Hamit Altıntop: Onun top aşkını herkes biliyor, kaleye vuracak, vuracak ve arkadaşlarına biz bu turu geçeceğiz duygusunu aşılayacak... Volkan Demirel: Dünyanın en iyi kalecilerinden biri olduğunu, bir kez daha gösterecek... Kolay bir rol gibi gözüküyor, ama Oscar adayı olması için, rolünü iyice yaşayacak... Burak Yılmaz:

        Filmdeki rolü Terminatör... Yok edecek, sadece görevi bu...

        BÖLÜM 3...

        BUGÜN: Hollandalı, gece doğru dürüst uyuyamadı... Böyle maçlara alışıktı... Ama bugün sanki başkaydı... Kahvesine süt ve şeker koymadı, içinden kahvaltı etmek gelmiyordu, ama yemeliydi... Biraz ekmek, peynir, olmadı, yiyemiyordu... Yardımcıları yanına geldi, sahaya çıkacak on biri belirlemişti... Yardımcılarıyla son kez fikir alışverişinde bulundu... Sonra, yalnız

        kalmak istediğini fark etti birden... Yine odasına çekildi... Kahve, onun şu anda tek yakın arkadaşıydı... Odasında kahvesini yudumlarken, camdan dışarı baktı... İstanbul, her zaman olduğu gibi yine çok canlıydı, coşkuluydu... İçine, İstanbul'un kendisine verdiği büyüleyici havayı çekti... Bu şehir, bu ülke ondan çok şey bekliyordu...

        BÖLÜM 4...

        BUGÜN: MAÇ TOPLANTISI... Hollandalı, kendisini bekleyen oyuncularının yanına bir general edasıyla geldi... Toplantı salonunda çıt çıkmıyordu. Konuşmaya başladı... Arkadaşlar, heyecanınızı biliyorum ve size hak veriyorum, bu turu, tabi ki coşkuyla, heyecanla geçeceğiz... Bu düşüncelerinize saygı duyuyorum... Ama içten gelen bir sakinlik var ya, sizden onu istiyorum... Daha önce büyük başarılara imza atan arkadaşlarınız, 5 gün boyunca size bunları anlattı zaten... Ben size hep güvendim, bunu unutmayın... Sonra taktiksel anlatıma geçti... Bunu yapmak, onun için zaten kolaydı. Önemli olan, satranç

        masasında şah denen hamleyi yapabilmesiydi...

        BÖLÜM 5...

        BUGÜN: Hırvatistan kampı: Bilic, sabah bir anda uyandı... Ter içindeydi... Kâbus görmüştü... 2008 yılına gitmişti rüyada... "Tam kazanırken, kaybetmek" dedi, kendi kendine... Allah'ım ne geceydi... O gün hep aklındaydı... Ve nihayet bir daha oynayacağız... "Hep onlar kazanacak değil ya" dedi... Fakat oyuncularına yansıtmadığı duyguyu, tıraş olurken aynada bir kez daha gördü... 'Ya yine Türkler kazanırsa' bakışı... Hemen buz gibi suyla yüzünü yıkadı... "Kendine gel" dedi... Ama ne yaparsa yapsın, 2008'i unutamıyordu...

        BÖLÜM 6...

        Otobüsle stada geliş... Bizim takım yolculuğa başladı, insanlar otobüsün içine umutla, sevgiyle bakıyordu. Oh, dedi bizimkiler... Millet bize inanıyor... Hırvatistan otobüsü: Gerginlik, oyuncuların yüzüne yansımıştı. Godfather'ın final sahnesi (Baba 1) bugün olursa, biteriz diye düşündü Bilic, neyse dedi... Yine sıkıntı bastı...

        BÖLÜM 7...

        12'inci adam: Filmde en önemli rol onlardaydı... Bugün farklı olmalıydı... Tamam, hava soğuktu, ama saatler öncesinden bağırmayacaklardı... Nefeslerini 90 dakika için saklamaları gerekiyordu... Takım için bu şarttı. Tribünleri doldurdular ve beklemeye başladılar. Bende onları seyrediyor olacağım, bir figüran olarak...

        BÖLÜM 8...

        Takımlar sahaya çıkıyor, müthiş bir uğultu var... Yüzü hiç renk vermeyen Alman hakem, kaptanları çağırdı. Top, saha kurası atıldı. Ve Film başladı... Sonunu 11 altın adamın getireceği film başladı...

        ***

        Kitabın adı Alex...

        Hepimiz gibi, kendi halinde yaşayan bir kadının, bir psikopat tarafından kaçırılmasıyla başlayan muhteşem bir gerilim... Yazarın adı Pierre Lemaitre ... Türkçeye çevrilen ilk kitabı... Gerilimi ve heyecanı seviyorsanız, bir gecede okursunuz. Bence 10 numara... Bu haftaki tavsiyem, gerilim sevenler için...

        Diğer Yazılar