Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GÖZTEPE

        - Göztepe’nin eldeki imkanlarına ve ardından da aldığı sonuçlara bakıp, ne dersiniz?

        “Dağ fare doğurdu” dersem, yanlış olmaz her halde. Her hafta ayrı bir beklentiyle seyrettik Göztepe maçlarını. Hiçbirinde ne skor ne de futbol olarak tatmin edici bir oyun sergilemedi. “Hah şimdi atar” diye düşündüğümüz günlerden, “Aman yemesin, çıkaramaz”lara kadar geldik. Bireysel olarak kaliteli dediğimiz takımın, aslında bireysel olarak da kaliteli olmadığını gördük. Teknik direktörden başlayıp, oyuncularla devam eden göndermelerin ardından, gitmesi ilaç olacak diye beklenen Barış Güçlü’ydü en son bileti kesilen.

        Belli ki bir güç savaşı yaşanıyordu Göztepe’de. Çift başlılığın yarattığı kaosa tek yetkili kişiden gelen tırpan, kadroda radikal bir değişimi de getirdi.

        Önder Özen, “Suçlu bunlardı” deyip, 5 oyuncuyu kesti, astı!. Yerine gelen en hafif suçlularla yapılan Altınordu mücadelesi, yine istenen gibi bitmeyince, soyunma odasından gelen ağlama sesleri Özen’in cebinden çıkardığı mendille affettirilmeye çalışıldı.

        “Gosso niye yok” sorusunu ben soramadan Hasan Elidemir ağabey, çaktı. “Önder hocam, takım olabilmek için o takımın senden önce takım kaptanına ihtiyacı var bilesin. Göztepe senin atari oyuncağın değil...” yazmış, altına imzamı atarım.

        Ya Vleminckx... Yabancı sayısına takıldı. Haa... Maah kötü mü oynadı, hayır. Beklediğimden iyiydi. Ancak, şu Vleminckx’i Önder hocaya geldiği ilk gün sormuştum, “bir sorunu mu var, ya da sorunlu mu” diye. “Hayır... Gördüğüm en iyi profesyonel düşünceye sahip oyuncu” demişti.

        Bakıyorum, bu kez kadroda da yok.

        Mirkan’la, Serdar Özbayraktar’a verilen kredi, bu oyuncuya neden verilmez, biri çıkıp açıklamazsa, Vleminckx kalacak, açıklamayanlar gidecek gibi görünüyor.

        Altınordu önünde 5 farklı isim vardı, en önemli olanı benim için Fatih Kuruçuk’du. Stoper eksikliğinden mecburen 18’e alındığını öğrenince, sevincim kursağımda kaldı.

        Alınan beraberlik, tüm umutları kırdı.

        Puzzle bir türlü tamamlanamadı.

        Doğru tercihler bir araya gelemedi.

        Önder Özen, Altınordu karşısında yenilen iki golü, özetlerden seyredip, seyrettirip, rakibin vuruş anlarında durdursun.

        Pozisyon hatalarını görünce, Göztepe’nin aslında ne kadar kötü kurgulu bir takım olduğunu anlayacak.

        Kendini suçlu hissediyordur. Vleminckx’i 18’e almaması, Gosso’yu yedekte tutması ve Emre Aygün’ü oyundan alması hariç, suçu yok.

        Eee.. O kadar da olsun değil mi hocam!

        ALTINORDU

        - Altınordu son saniyelerde puanı kaptı ama bu sonucun Play-Off yarışında etkisi ne olur?

        Altınordu kendinden emin, sakin oynayan bir takım. Maç içinde sonuç ne olursa olsun, oyuncular oyundan kopmadan devam ediyor. Kaybettiklerini düşünmüyor. Baskı kurabilseler, seyir zevki de verecekler. Ancak çok donuklar... Sinirleri alınmış gibi davranıyorlar. Bu yönlerini pek beğenmedim. Önlerine bir hedef konmamasının etkisi, elbette büyük. Takımı bu monotonluktan kurtarmak gerekiyor. “Olursa, yürürüz” mantığı takımı geriye itiyor.

        Göztepe önünde haddini bilen bir oyun sergilediler. Rakipleri oyundan düştükçe de disiplini ele geçirdiler. Yusuf’un attığı beraberlik golü her ne kadar ofsayt görünse de, bir puanı hanelerine yazdırdılar. Bu puan onları Play-Off’a taşır mı. Zor görünüyor, ancak Göztepe’nin başaracağına ne kadar güvenmiyorsam, Altınordu’nun başaracağına o kadar güveniyorum. Yani; şansları var diyorum...

        KARŞIYAKA

        - Karşıyaka için söylenecek bir söz var mıdır.. Ya da kümede kalma konusunda şansı nedir?

        Karşıyaka’da umutların azalmasının ve benim de iyi şeyler düşünmememin nedeni sahada ortaya koyulan futboldur. Matematiksel olarak şansları devam etse de, görülen manzara rezalettir. Bu kadar kötü oyuncu grubu nasıl bir araya getirilmiş anlaşılır gibi değil. Kurulum aşamasında ödendiği belirtilen rakamlara baktığınızda, yeteneklerle büyük tezat teşkil ediyor.

        Sanki sezon başındaki, “Biz istersek olur” parolası, şampiyonluk için değil de, bir alt kümeye düşürmek için söylenmiş.

        Sanki toplama takımın senaryosu önceden hazırlanmış. Göremediklerimiz, şeytanın avukatlığına soyunduruyor insanı.

        O kadar iddialı giriş yaptıktan sonra bu girişi yapanların sık sık, şimdi de tamamen ortadan kaybolmaları insanı ister istemez böyle düşündürüyor.

        Karşıyaka taraftarına ne demeli. Üst üste iki yenilgi ardından bile isyan bayrağı açan taraftarlara ne oldu. Yönetimdeki boşluğa, alınan başarısız sonuçlara, Karşıyaka’yı zirveye taşıyacağını söyleyenlere iki çift sözleri yok mu.

        Neden susuyorlar... Karşıyaka küme düşmeye oynayacak ve bu taraftar susacak.

        Gözümle görmeseydim, inanmaz, susturulduklarını düşünmezdim..

        Diğer Yazılar