Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ali Gültiken-Özcan Kızıltan ikilisiyle başladı aslında.

        Daha sonra Özgür Zengin-Erhan Altın’la devam etti.

        Devam edemedi daha doğru. Erhan Altın’ın ilk maçtan sonra görevine son verildi.

        Sportif Direktör-Teknik Direktör ikilisinin Göztepe’de yaşama konduğu andan itibaren herkes ikilem içinde kaldı.

        Çünkü zaman zaman birinin kara dediğine, diğerinin ak demesi kadar normal bir şey yoktu. Peki; niye ısrar ediliyor böyle bir ikilem yaratmak için Göztepe’de..

        Bilen varsa, dile gelsin!

        Arkadaşımız Abdullah Çelebi, dün böyle bir haber yaptı, okumuşsunuzdur. Aynı sorunun Teknik Direktör Suat Kaya ile Sportif Direktör Barış Güçlü arasında da yaşanmaya başladığına dair duyumlar var.

        OLUMSUZ SİNYAL

        Konu tabii ki transfer edilecek oyuncularla ilgili. Barış Güçlü’nün eski bir futbolcu menajeri olması, Suat Kaya’nın da kafasını karıştırıyor gibi. Konu hep geliyor, menfaat tepesinde toplanıyor. Her ikisi de Göztepe’nin menfaatleri doğrultusunda hareket ediyor, ki böyle olmalı.

        Ama futbol camiası, menajer-teknik direktör ilişkilerinden pek memnun olmadığı için, Göztepe’de yaratılan hava da pek olumlu sinyaller vermiyor.

        Bu ister istemez, takıma, transfer edilecek oyunculara yansıyor, karavanalara da sebebiyet veriyor. Bunu yıllardır yaşıyoruz. Transfer edilen oyuncuları sayfalarımıza yansıtmak için doneler ararken, resmini google’da bile zor bulduklarımız oldu..

        Yani; yapılan transferlerin uzun süre izlenen ve bir komisyonun karar verdiği isimlerden değil de, birilerinin etkisi veya ricasıyla yapıldığı kanısına vardık, çoğu zaman.

        Bunu örneklemek o kadar kolay ki.

        Göztepe’de ikili çalışmanın yarattığı ikilem, yıllardır en büyük handikap. Bunun için bir üçüncü kişi şart görülüyor. Ama işleri başından aşkın olan Başkan Mehmet Sepil değil kastım. Katalizör olarak görev verilecek, yetkili, Kaya-Güçlü çatışmasında hakem olabilecek, kuşkuları ortadan kaldıracak bir kişi.

        Ve bu kişinin teknik direktörlükle, menajerlikle yakından uzaktan ilgisi olmayacak.

        İkili arasında hizipleşmeye engel olacak, yanlış anlaşılmalara meydan vermeyecek. Göztepe için doğru neyse o yönde oy kullanacak.

        Eğer böyle biri araya girmezse, görülüyor ki, çatlaklar daha da büyüyecek. Zaman, iyileşmenin ilacı olmayacak... Her transfer sonrası, dünkü Samed Kartal transferinde olduğu gibi, yok Suat Kaya’nın haberi yoktu, yok Barış Güçlü tek başına hareket etti gibi; huzursuzluk tohumları ekilecek.

        ÖRNEĞİN DALAN

        Bir başka tarihte fotoğrafta Suat Kaya’yı görüldü mü, “Barış Güçlü’nün haberi yoktu” diye basılacak alarm düğmesine.

        İşte üçüncü kişi çıkıp da, “Benim haberim vardı” dediğinde, oylamanın yapıldığını, eşitliğin bozulduğunu anlayabileceğiz. Kim golü attı veya attı mı, durum 1-1 mi, 0-1 mi diye düşünmeyeceğiz.

        Katılır mısınız bilmem Sayın Fatih Dalan...

        Ama bana göre, bunun için biçilmiş kaftan, sizsiniz.

        Zaman kaybetmeyin lütfen...

        Çünkü her dakika aleyhte çalışıyor..

        Anonsa bakın, üzülün...

        Fotoğraftaki yazıya uzun bir süre önce rastladım aslında. Yazmak bir türlü kısmet olmamıştı. Ama yazının tarihi hiç önemli değil de, yazanın tarihe gömülmesi gerek...

        Yer İzmir Atatürk Stadı, Soner Coşan Kapalı Atletizm Salonu..

        Bu yazı duvara asılmış. İl temsilciliği güya gençleri atletizm müsabakasına çağırıyor.

        Ciddiyetsizliği görüyor musunuz. Küçük harfler, büyük harfler, karalamalar... Bu kadar önemli bir çağrı, bu kadar iğrenç hale getirilemezdi.

        Yaptığı işe, kendisine, gençlere, spora, hiçbir şeye saygısı yok ki.

        Biz çocuklara sporu, atletizmi sevdirmeye çalışıyoruz.

        Yaptığınıza bakın.

        Ayıp demekten ben bıktım, siz yapmaktan bıkmadınız.

        Umarım son olur...

        Diğer Yazılar