Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GALATASARAY’ın son iki sezondur, ne içeride ne de deplasmanda, bu kadar rahat bir maç kazandığını hatırlamıyorum. Herhalde taraftarlar da bana hak vereceklerdir. Çünkü onların da, bugüne kadar bu kadar rahat bir maç izlediklerini pek sanmıyorum...

        Çok değil, daha dört gün önce Arsenal karşısında dört gol yiyerek Şampiyonlar Ligi’ne veda eden bir takımın, bu kadar çabuk toparlanarak kendi ligine dönmesi ve Konya gibi zor bir deplasmanda 5 gol atarak kazanması gerçekten büyük başarı. Tabiiki bu başarıda, futbolcuların işlerine iyi konsantre olmaları ve tüm hedeflerini lige çevirmiş olmalarının rolü fazla. Ancak bana göre bu galibiyetteki aslan payı, teknik direktör Hamza Hamzaoğlu ve yardımcılarına ait... Çünkü, Arsenal karşısında alınan o ağır yenilginin ardından, dünyanın en iyi hocasını da getirseniz, dört gün içerisinde takımını ancak bu kadar motive eder!

        Bana göre bu galibiyetteki aslan payı, teknik direktör Hamzaoğlu ve yardımcılarına ait...

        Sadece motivasyon mu? Elbette ‘Hayır’... Aslında Arsenal maçının ikinci yarısındaki o ufak kıpırdanmaların ve kıvılcımların bile etkisinin ne kadar büyük olduğu görülüyor. Özellikle bazı oyuncuların kendilerini bu kadar kısa süre içerisinde bulmalarında hiç şüphesiz hocalarının rolü büyük. En önemlisi de, genç teknik adamın geldiği gündem beri ısrarla uyguladığı ‘kadro istikrarı’ sayesinde, hem oyuncu takım içindeki aidiyet duygusunu yeniden kazanmış durumda hem de sokaktaki taraftar bile takımının ilk 11’ini rahatlıkla sayabiliyor. Yani artık, oyuncu iyi oynadığı sürece önündeki maçta da yine bu takımda ilk 11 oynayacağını biliyor. Takımın hocası da kötü sürprizlere yer vermeyerek, takımına ve taraftarlarına güven vadediyor.

        Ayrıca aylardır tartışılan ‘tek forvet mi, yoksa çift forvet mi?’ meselesi de, Hamzaoğlu ustalıkla çözmüş gibi... Umut ve Burak’ın önlü arkalı dizilişi ve Sneijder’ın sol kanatta oynayıp zaman zaman forvet arkasında Burak’la yer değiştirdiği 4-2-3-1 sistemi ile, hem daha çok gol pozisyonuna giriliyor, hem de daha çok gol atılıyor. Emre Çolak gibi sol ayaklı bir oyuncunun da tıpkı Bruma gibi sağ kanatta oynatılması ve içeri doğru katederek goller bulması, işlerin istendiği gibi gittiğinin bir göstergesi sayılabilir. Sonuç olarak, bu keyif veren takım Hamzaoğlu’nun eseridir ve artık bu ligde şampiyonluğun en büyük adayıdır.

        Diğer Yazılar