Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SAHADA Galatasaray forması ile dolaşan sizleri, tribünde de çekirdek çitleyerek maçı bile izlemeyen staf ekibinizi gördüğümde, maça bile gelmeye tenezzül etmeyen yöneticilerinizi de düşünerek, sizlere yakışan en uygun kelimeyi bulmaya çalıştım maç boyunca...

        Aklıma ilk gelen sözcük ise şu oldu...

        Gamsızlar!

        ‘Gamsız’ın, Türk Dil Kurumu’na göre kelime anlamı aynen şu: “Kaygısı, tasası, sıkıntısı, üzüntüsü olmayan. Olayları kendine dert etmeden geçiştiren, aldırış etmeyen, tasasız, vurdumduymaz...”

        Tam da sizleri tarif etmişler değil mi?

        Yönetiminden futbolcusuna, staf ekibinden idarecisine kadar, bu kadar çok gamsızın bir araya geldiği bir takımı, ben uzun yıllardır görmedim çünkü!..

        Ben bu takımda, sizlerden önce kimleri gördüm biliyor musunuz?

        Mesela berabere bile kaldığı zaman, sahadan ağlamaklı gözlerle çıkanları gördüm...

        Mağlup olduklarında sabaha kadar üzüntüden uyumayıp, Florya’daki tesislerde bir kaldırımda oturup ağlayanları...

        Üzüntüden dünyası başlarına yıkılan, birbirlerine sarılıp ağlayan yöneticileri ve futbolcuları tanıdım mesela...

        Yenildiler diye ertesi gün utancından sokağa bile çıkamayanları, değil gece kulüplerine gitmeyi, marketten eve alışveriş bile yapamayanları tanıdım...

        Para alamadıkları zamanlarda bile mücadeleden vazgeçmeyip, genç futbolcuların ceplerine harçlık koyarak motive edip, takımlarını şampiyon yapanlara şahitlik ettim...

        Deplasman dönüşlerinde uçağın arkasına oturup, genç futbolcuları da yanlarına alıp, ellerindeki puan tablosunu göstererek, hafta hafta şampiyonluk hesapları yapanları gördüm.

        Ben kimleri tanıdım biliyor musunuz?

        Saha içinde birlikte tekmeye kafa uzattıkları gibi, saha dışında da birlikte sevinip ağlayan, öyle üçlü beşli çeteler halinde değil, ailece dost ve arkadaş olanları tanıdım...

        İşte sizler böyle olamadığınız gibi, bunların değerini, önemini ve kıymetini bilmediğiniz için gamsızsınız bence.

        Yöneticisinden futbolcusuna, staf ekibinden idarecisine kadar gamsız!

        Yoksa bugün rakip Gençlerbirliği olmuş, yarın Fenerbahçe... Kazanmışsınız ya da kaybetmişsiniz inanın hiçbir önemi yok...

        Sizler sahaya yüreğinizi koyup mücadele etmediğiniz sürece...

        Sizler sırtınızdaki o formanın değerini bilip gerçek bir takım olamadığınız müddetçe...

        Ne sizi, ne başınızdaki hocayı, ne de oynamaya çalıştığınız şeyi, ‘futbol’ diye yorumlamanın bir anlamı yok bence.

        Çünkü benim bildiğim Galatasaray bu değil.

        Sizler, o Galatasaray değilsiniz!

        Diğer Yazılar