Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sezonun ilk maçları her zaman zordur zor olmasına ama, Galatasaray da sanki yeni sezonun ilk maçını değil de geçtiğimiz sezonun son maçını oynar gibiydi...

        Tamam, seyircisiz futbol tam bir işkence gibi ama antrenmandaki çift kale maçta bile bu kadar ruhsuz ve isteksiz oynarsanız, orada bile kazanmanız zordur. Her zaman da şans size böyle son saniyede gülmez...

        Eren’in Galatasaray’a hayat veren o şık golünü en güzel köşeye yazalım yazmasına ama skora bakıp da gerçekleri de görmezden gelmeyelim... Maçın geneline bakıldığında, Galatasaraylı oyuncular, sanki koskoca hazırlık dönemi boyunca hiç çalışmamışcasına, aynı savunma hataları ve rakibe kendi evinde cömertçe bol keseden pozisyon vermeleri ile lige kaldıkları yerden devam ettiler. İlk 15 dakika içerisinde Karabüklü oyuncular üç net gol fırsatından yararlanamazken, bunların ikisini önleyen isim ise yine Muslera’ydı. Özellikle ilk devrede Karabüklü Yatabare ve Traore’nin adeta otobana döndürdükleri sağ kanadın günah keçisi Linnes olurken, Riekerink’in devrenin bitmesini bile beklemeden Norveçli’yi oyundan alıp, kendinden önceki 5-6 hocanın da yaptığı gibi tekrar Sabri’den medet umması da enteresan oldu. Sabri, bu gidişle şu an sakat olan Cavanda’yı da yer mi bilemem... Ama önde oynayan ve takım savunması zayıf olan Sinan Gümüş top rakipteyken geri gelmezse, oraya dünyanın en iyi sağ bekini de getirseniz, sonuç yine değişmez.

        Sol kanatta oynayan ve hazırlık döneminde gerçekten müthiş bir çıkış yakalayan Bruma için de aynı şeyleri söylemek mümkün... Tıpkı Sinan Gümüş gibi ofansı çok iyi ama ne yazık ki onun da savunması oldukça eksik. Hal böyle olunca, geriye dönmeyen ve savunmasına yardım etmeyen bu iki kanat oyuncusuyla, Riekerink’in ısrarla oynatmaya çalıştığı 4-3-3 sisteminin başarılı olması da çok güç.

        Yeni transferlerden Tolga Ciğerci’nin de şu an için takıma katkısı beklentinin altında. Özellikle sistemin en kritik noktasında oynayan genç gurbetçinin asla Melo’yla kıyaslanabilecek bir orta saha oyuncusu olmadığı ortada. Eren’in ise henüz maç ritmi olarak hazır olmadığı belli. Sahada pek gözükmese de son saniyede attığı o güzel golün, ona hem moral hem de öz güven getireceği muhakkak...

        Tüm bunların dışında, beni en çok hayal kırıklığına uğratan isim ise Wesley Sneijder oldu. Hollandalı oyuncu formda oldu mu izlemeye doyum olmuyor. Ama dün geceki gibi formsuz olunca da makina işlemiyor ve Galatasaray resmen duruyor.

        Oysa onun gibi bir oyuncunun bu tip maçlarda sahaya ağırlığını daha çok koyması ve maçı çok daha önceden kazandıracak hamleler yapması gerekir.

        Diğer Yazılar