Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Maçı, Mancini’nin 3 metre arkasındaki basın tribününden izliyorum... Kulübenin kenarındaki çaresizliği ve yüzündeki o ifade, bir deplasman maçının daha kâbusa dönüşmek üzere olduğunun habercisi gibi adeta... Bu şekilde nasıl kazanacaksın ki ?

        90 dakikada koskoca G.Saray iki net pozisyona girmiş. Bunların birinde Burak resmen 2 metreden topu kale yerine, dışarıya vuruyor... Sonra ‘İshak beni itti, penaltı’ diye itiraz edip dursan ne yazar? Orada ne yapıp edip, o golü atacaksın. Golcüysen, gerekirse topla kendin de içeri gireceksin!

        Gelelim Drogba’ya... Geçen hafta Arena’da fırtına gibi esen Drogba’nın, belli ki aklı fikri şimdiden Londra’da! Aslında ona değil, Mancini’ye sormak lazım. Onu Rize’de dinlendirmeyi göze aldın da, burada neden 85 dakika oynattın? Chelsea maçı mı daha önemli, yoksa Rize maçı sonrası oynanan, Fildişi Sahilleri’nin Belçika maçı mı!

        Selçuk desen, haftalardır ne yaptığı, ya da nerede oynadığı belli değil. Sneijder, Arena’da aslan, deplasmanlarda ise resmen kedi! Mancini’nin değişiklikleri ve oyuna müdaheleleri desen, hepsi ayrı bir fekalet!

        Sözü daha fazla uzatmaya da gerek yok aslında... Deplasmanda yendiğin iki takım ligin dibindeyse ve sen başka hiçbir deplasman maçını kazanamıyorsan, bu şekilde şampiyon olabilmen çok zor. Hee, kendi sahasında yenilmeyene kupa veriyorlarsa, o başka!

        Diğer Yazılar