Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu yıl 56’ncı kez düzenlenen Venedik Bienali’nin ülke pavyonlarında dolaşırken, kendi kendime, “Siyaset, bienalde hep bu kadar ağırlıklı hissedilen bir şey miydi?” diye soruyorum. İlk kez bir Afrikalı küratörün imzasını taşıyan “Dünyanın Tüm Gelecekleri- All the World’s Future” başlığı aslında kendini ele veriyor, ama sonrasında İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Genel Müdürü Görgün Taner ile de aynı sohbeti yapıyoruz.

        Taner, “Siyasetin, bienal içinde bu denli yoğun yer alışına bi z de ilk kez tanık oluyoruz” diyor. Bienali gezdiğimiz 3 gün boyunca, ülke pavyonlarında hep dünyadaki fırsat eşitsizliğinin sorgulandığı işler görüyoruz. En çok da Karl Marx’ın Das Kapital’inin bir sahnede okunduğunu görünce, “Evet, son yılların en siyasi bienali bu” yorumunu yapıyoruz. Küratör Nijeryalı Okwui Enwezor’un, “Çünkü hiçbir düşünürün fikri, Marx’ınkiler kadar bugünün dramlarına dokunmuyor” şeklindeki yorumunu da daha sonra öğreniyoruz.

        Adım adım ilerlersek... Şaşırdığımız, şaşırdıkça da konuştuğumuz çok yenilik var bu yıl. Bir kere, 7 Mayıs sabahı havaalanında başlayan yoğunluk... Sabah uçağının neredeyse tamamı Venedik Bienali’ne giden Türkleri taşıyor. Ertesi gün, sonraki günler de bu trafik devam ediyor. Bu yıl Türkiye’yi heyecanlandıran en önemli şey, yıllar sonra ilk kez yerleşik bir alana kavuşmuş olması. 2003 yılında ilk kez bir mekân kiralayarak bienalde yer alan Türkiye, ilerleyen yıllarda da yerleşik bir pavyona kavuşamamış. Bu yıl ilk kez 21 destekçinin katkılarıyla Türkiye, Venedik Bienali’nde 20 yıl süreyle kullanacağı bir mekâna sahip olmuş. Bunun için 2.5 milyon Euro’luk bir destek sağlanmış. 2014 Mimarlık Bienali’nde kullanılan bu alan, sanat bienalinde ilk kez bu yıl kullanılıyor.

        İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, bu gelişmeden çok mutlu. “Çünkü” diyor. “Türkiye’nin uzun yıllar Venedik’te kendine ait bir yeri olmadı. Her seferinde büyük mücadelelerle alınan, o gününkoşullarına göre değişen ve bizim sanatımıza yakışmayan yerlerdeydik. Uzun bürokratik işlemlerden sonra kendimize ait bir yere kavuştuk.”

        Bu yıl Venedik Bienali için “Dostlar ve Hamiler” grubu oluşturulmuş. Bununla, herkesin, kendi çevresinde bienali tanıtması amaçlanıyor. Yazar Orhan Pamuk, grubun onursal başkanı. Nitekim 7 Mayıs akşamı düzenlenen davette, Pamuk, uluslararası sanat çevrelerinin büyük ilgisiyle karşılaşıyor.

        SARKİS’İN NEFES’İ

        Türkiye Pavyonu’ndaki sergi, İKSV koordinasyonunda ve Fiat’ın sponsorluğunda gerçekleştiriliyor. Defne Ayas küratörlüğündeki pavyonda bu yıl günümüzün önemli kavramsal sanatçılarından Sarkis’in Respiro (Nefes) adlı sergisi yer alıyor. Eserini, “Türkiye Pavyonu’nda bir nefes dünyası oluşturdum” diye açıklayan Sarkis, bir tiyatro sahnesi gibi düzenlediği mekânı çift taraflı büyük bir ayna ile ikiye bölmüş. Ortaçağ’a özgü tekniklerle yapılmış ve ortak bellek görüntülerinden oluşan 36 parça vitray pano, Sarkis’in tanımıyla “elmas küpeler” gibi mekânın tavanından sarkarak enstalasyonu bütünlüyor. Sarkis, Türkiye’yi ulusal pavyonda temsil etmekle kalmıyor, aynı zamanda 1915 olaylarının 100’üncü yılında tarihi Ermeni manastırının bulunduğu San Lazzaro Adası’nda düzenlenen sergide diaspora sanatçılarıyla birlikte Ermenistan sergisine de katılıyor.

        9 Mayıs-22 Kasım 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilecek Venedik Bienali’nde yer alan Türkiye Pavyonu’nu destekleyen kişi ve kurumlar şunlar: Akbank, Mehveş-Dalınç Arıburnu, Berrak- Nezih Barut, Ali Raif Dinçkök, Vuslat Doğan Sabancı, Füsun- Faruk Eczacıbaşı, Oya-Bülent Eczacıbaşı, Enka Vakfı, Nesrin Esirtgen, Eti Gıda, Ahu-Can Has, Öner Kocabeyoğlu, Maçakızı, Tansa Mermerci Ekşioğlu, Polimeks Holding, SAHA, Taha Tatlıcı, Garanti Bankası, Vehbi Koç Vakfı, Zafer Yıldırım, Yıldız Holding.

        Diğer Yazılar