Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Anneler tarlada çalışırken çocuklar çadırda bekliyor. Üniversite öğrencisi gençler de çocukların muayene ve eğitimlerini bu zaman diliminde yapıyor.

        Manisa’da 15 tarım işçisinin ölümünden bir gün sonra, Kredi Kayıt Bürosu’nun (KKB) bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi için Adana’ya gittik. Günler öncesinden belirlenmiş bu seyahat, bir gün önce yaşanan acının ardından, hepimiz için daha anlamlı, daha çok dikkat kesildiğimiz bir tanıklık oldu.

        KBB, sektörün en büyük 9 bankasının ortaklığı ile kurulan bir raporlama şirketi. Şirket ve şahıslara ‘Çek Raporu, Risk Raporu’ gibi servisler veriyor. ‘Hayal Edin Gerçekleştirelim’ de kurumun bir sosyal sorumluluk projesi için geliştirdiği yarışma. Bu yıl yarışmayı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki mevsimlik işçi ve ailelerine gönüllü sağlık muayenesi hizmeti verilmesiyle ilgili ‘Sen Oradaysan Biz de Oradayız’ projesi kazanmış.

        İlk olarak Adana’nın Yüreğir İlçesi’nde uygulamaya geçen proje, ilçedeki tarlalarda 1 hafta boyunca kalarak işçi ve ailelerine temel fizik muayenesi hizmeti sunuyor. İşçilerin kaldığı çadırların bölgesine kurulmuş geçici hastane benzeri merkezde, yaşları 23-25 arasında değişen Acıbadem Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 9 üniversite öğrencisi, çevirmen çocuklar aracılığıyla işçilerle iletişim kuruyor. İşçiler ve çocuklarından alınan kanlar laboratuvara gönderiliyor. İleri tedavi gerektiren durumlar için Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi ile bağlantıya geçiliyor.

        Hepsi Kürtçe ya da Arapça konuşan işçiler, çocukları olmasa dertlerini anlatamayacak. Zaten gönüllü gençlerden dinlediğimiz hikâyeler, o işçilerin pek çoğunun ilk kez dert anlatma fırsatı bulduğunu gösteriyor. Belli ki kimse onlara daha önce “Nasılsın, ağrın var mı, başın dönüyor mu, uyku sorunun var mı?” diye sormamış. Aralarında hayatı boyunca hiç doktora gitmemiş olanlar var. Hastalanıp parasızlıktan hastane kapısından dönenler var. Çünkü hiçbirinin sosyal güvencesi yok.

        SU OLSA İYİYDİ

        Kavurucu sıcakta, bir tulumbanın kıyısına kurulmuş çadırlarda çoluk çocuk, bebek yaklaşık 60 kişi kalıyor. Çoğu Urfa’dan, bazıları Adana şehir merkezinden, bir bölümü de Suriye’den gelmiş. Adana’da sezon uzun, yaklaşık 6 ay o çadırlarda geçiyor. Karpuz, kavun, biber, narenciye, arpa. Toplanacak şey, çalışılacak tarla hiç bitmiyor. 34 yıldır bu işin içinde olan Mehmet Taş, işçilerin başı. O kendini ‘Elçi’ diye tanımlıyor. Aracı yani. İşçi başına 44 liraya anlaşma yapmış, 4 lirasını kendi alıyor. Yıllardır aynı çalışma koşulları, şikâyet etmeyi bile unutmuşlar. Sadece Adana Valiliği’nin bu yıl gösterdiği yerden memnun değiller. Geçen yıl bir su kenarında konaklamışlar, her şey iyiymiş. Ancak bu yıl bulundukları yerde su yok. “Kuyu suyu yetmiyor, çocuklar da hastalıktan kurtulmuyor” diyor.

        Mehmet Taş’a, “İşçiler nasıl taşınıyor?” diye soruyoruz. “Şükür hiç kaza yapmadık bugüne kadar, biz onları kapalı kamyonetlerle taşıyoruz. Hiç kimse açıkta gitmiyor” diyor. Peki duş? Yemek?

        Duş yok. Kovayla su taşınıyor, artık gelişigüzel yıkanıyorlar. Yemek, çadırlarda pişiyor. Ama yevmiyelerini aylar sonra, mal sahibi ürünü satıp parasını aldığında alabildikleri için her şey veresiye. Belirli aralıklarla anlaşmalı toptancılar, çadırların olduğu bölgeye, un, şeker, yağ, bulgur getiriyor. Yazılıyor deftere. Onlar da parasını, işçiler parayı aldığında tahsil ediyor.

        ‘KÂR AMAÇLI DEĞİLİZ, BU DESTEKLERİ ARTIRABİLİRİZ’

        Kredi kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz, gelip de şartları görene kadar belli ki nasıl doğru bir sosyal sorumluluk projesi başlattıklarının farkında değildi. Akdeniz, bu projeyi sağlık denetimiyle bırakmayıp genişletme kararı aldıklarını söyledi ve ekledi: “Acıbadem Üniversitesi öğrencileri Sılasu Arıkan ve Pırıl Yıldız’ın projesini çok kısa sürede hayata geçirdik. KKB olarak biz projenin lojistik desteğini sağlıyoruz. Bu yıl ikincisi düzenlenen Hayal Edin Gerçekleştirelim projesine 560 başvuru alındı ve bu proje birinci oldu. Ama mevsimlik işçiler konusunu bu yılla sınırlamayacağız. Bundan sonra Türkiye’nin her yerindeki işçilere ulaşmak gibi bir hedef belirledik. Başka üniversiteler de destek versin. Biz de TIR’lar tahsis edelim, işçilerin yaşadığı yerlere sağlık hizmetini götürelim. Sadece sağlık denetimleri değil, örneğin bu işçilerin güvenle taşınması için belki otomobil şirketlerini de dahil edeceğimiz yeni paydaşlar bulacağız. Biz kâr amaçlı bir kuruluş olmadığımız için bu konuda daha özgür hareket edebilmek gibi bir şansımız var.”

        Diğer Yazılar