Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Crate&Barrel Türkiye için yeni bir marka ama çok sık yurtdışına gidenler biliyor, yani neredeyse müptelaları var. Ev için mobilyalar, aksesuvarlar tasarlıyor, büyük metrekareli mağazalarda satıyorlar. ABD menşeli bu şirket, Türkiye’deki ilk mağazasını Mayıs 2014’te İstanbul Zorlu Center’da açtıktan sonra, Akasya Acıbadem ve İstinyepark ile üç mağazaya ulaşmıştı. Yakında da Ankara mağazası açılacak. ABD dışına çıkmak için uzun yıllar bekleyen marka Türkiye pazarına girerken de partner olarak perakende sektörünün yakından tanıdığı bir ismi, uzun yıllar Beymen Genel Müdürlüğü, ardından da sektörde danışmanlık yapan Nur Akgerman’ı seçti. Akgerman, markanın Türkiye ve Rusya CEO’su oldu.

        Markanın kendisi ilginç, cazibeli. Örneğin Londra’da yaşayan Türkler, henüz İngiltere pazarına girmemiş Crate&Barrel’in Türkiye’ye gelmesini heyecanla karşılamış. Buradaki yakınlarına “Ne kadar şanslısınız” diyecek kadar hem de. Yazının başındaki ‘müptelalık’ tanımlamasıyla tam da bunu kastettim. Ancak markanın ürünleri kadar kuruluş hikâyesi de ilginç. Gordon ve Carole Segal çiftinin, 1960’ların Amerika’sında kendileri için uygun fiyatlı, kaliteli ve ihtiyaca yönelik mobilya bulamamaları sonucu, “Hadi biz bu işi kendimiz yapalım” demeleriyle doğmuş. Henüz 23 yaşındaki bu çiftin hikâyesini ve nasıl ilginç tesadüflerle başarılı bir marka yarattıklarını anlatmaya yerim yeterli değil. Ancak geçtiğimiz hafta İstanbul’u ziyaret eden Gordon Segal ile yaptığımız sohbeti aktaracağım.

        Segal bir süredir markaya danışmanlık yapıyor, artık yönetimde değil. 1998’de hisselerin çoğu, 2008’de emekli olurken de ailenin kalan hisselerinin tamamı Alman devi Otto Group’a satılmış. Fakat 2012-2014 arasındaki yönetim ekibi başarılı olamamış. İşte Segal de o zaman devreye girip şirkete yeniden danışmanlık vermiş.

        Diyor ki Segal, “1970’ten beri Türkiye’ye geliyorum. Şimdi düşündüğümde evet Türkiye pazarına daha önce de girebilirmişiz. Yani çok sık seyahat eden, estetik zevki de buna göre şekillenip gelişmiş bir tüketici kitlesi var, Türkiye hazırmış. Ama biz Amerikalılar bir ülkeye girmeden önce mutlaka doğru partneri bulduğumuzdan emin olmak isteriz. Nur Hanım da bu anlamda büyük bir şans bizim için.”

        Ürünlerinin yüzde 35’ini ABD’den ithal eden Crate&Barrel Türkiye pazarına girdiğinde kur 2.2 idi. Bugün 2.9’a dayandı. Bunu yönetmek elbette kolay değil. Çok disiplinli bir maliyet optimizasyonu gerekiyor. Ancak 80 yaşına merdiven dayamış Gordon Segal, “Biz ABD’de ve Çin’de çok büyük dalgalanmalar gördük. Belli bir tutarlılıkla davranılırsa Türkiye’deki iniş çıkışlar da göğüslenebilir” diyor. Öte yandan dünyadaki siyasi dalgalanmalar için de “Ben siyaset bilimi okudum. Ama hayatım boyunca dünyayı hiç bu kadar karışmış görmedim” yorumunu yapıyor.

        Şirketin dünya cirosu 1.35 milyor dolar. ABD’nin cirodaki payı, 1.2 milyar dolar ve bunun 480 milyon doları internet satışlarından oluşuyor.

        ‘GEÇEN YIL ‘SATMAZ’ DEDİĞİM BU ÇİÇEK, BU YIL ONBİNLERCE SATIYOR, NEDEN BİLMİYORUM’

        "Yıllarını perakendeye vermiş Segal’in değerlendirmeleri hem ilginç, hem eğlenceli:

        ‘Perakendede bir gün diğerine uymuyor. Geçen yıl ‘Bu fiyat çok yüksek, kimse almaz’ dediğim bu çiçek bu yıl on binlerce satıyor. Nedenini bilmiyorum. Ama bu işin doğası böyle. Ben ürünlerle ilgili hiç tatmin olmuyorum. Kendinizden memnunsanız işi bırakın zaten. Bu işi yaparken hiç yorulmuyorum çünkü her zaman farklı bir şey satıyorsunuz. Biz zaten güzel şeyler yapma işine girdik, para kazanma işine değil. “

        Mağazada hiçbir şey patentli değil her şey değişiyor. Bugün bir mimar, 6 ay sonra bir başkası ürün tasarlıyor. Fakat hayat zor, ABD’de Amazon evle ilgili ürünlerde çok gelişiyor ve önemli bir rakip. Gordon Segal, bunun için “O zaman biz de daha stilize şeyler yapmak durumundayız” değerlendirnesini yapıyor.

        Diğer Yazılar