Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dolardaki yükselişi ‘kriz’ olarak algılayan tüketici, alışverişte miktar kısıtlamasına gitti. Büyük marketler yerine yakındakileri tercih etti. Hipermarketlerde müşteri sayısı yüzde 5 düşerken süpermarketlerde sepet başına harcama yüzde 10 azaldı

        ZAM YAPMAK SON ÇAREMİZ

        Gıda fiyatlarındaki zam konusunda market yöneticileri, “Sebze-meyve bizim ciromuzda yüzde 10 paya sahip. Ama orada güçlü olmazsak deterjan da satamayız. Öte yandan taze gıdada fiyatı iklim, lojistik, fire ve ihracat belirler. Biz zam yapmayalım diye aşırı çaba sarf ederiz” dediler.

        Kurdaki hareketlilik, dövizle işi olsun olmasın herkesi aylardır meşgul eden en önemli konulardan biri. Herkes birbirine, birikimi olsun olmasın, aynı şeyi soruyor: “Dolar ne olur? Alsak mı? Şimdi alırsak çok mu yüksekten almış oluruz?”

        Önceki akşam bir grup perakendeci ile bir araya geldik. Konu, 8 Ekim tarihinde ikincisi düzenlenecek Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) Ortak Gelişim Kongresi idi. Ama laf döndü dolaştı, dolardaki yükselişin hızlı tüketim ürünlerini nasıl etkilediğine geldi. Biri Carrefoursa Genel Müdürü Mehmet Nane, diğeri Real ve Beğendik İcra Kurulu Başkanı Başkanı Hacı Beğendik. Her ikisi de benzer şeyleri söyledi: “Tüketici, kur yükselince bunu kriz olarak algıladı. Ve frene bastı.”

        AMBALAJLAR KÜÇÜLDÜ

        Anlamak hiç zor değil. Son 6 ay bir yana, sadece son iki ayda yüzde 14 değer kazanan dolar, tam da kışa yaklaşırken gelecek kaygısını artırıp günlük tüketimde de kısıtlamalara neden olmuş.

        Bünyesinde çok sayıda süpermarket barındıran Carrefoursa’da sepet ortalaması düşmüş. Yani tüketici sepeti 100 lirayla doldururken, “Dur şimdi bunu almayayım, yağı 5 litre yerine 3 litre alayım, zeytinin biraz daha ucuzuna kaçayım” demiş, 100 lira yerine 90 lira harcamış. Dedi ki Mehmet Nane: “Artık 10 kilogramlık, 5 kilogramlık ambalajlarda ürün satamıyoruz. Ayda 2 kilogramlık paketi tüketen, o kadarını alıp cebinde nakit kalsın istiyor. Bitince yenisini alıyor.”

        Hipermarket cephesinde ise değişiklik sepet ortalamasında değil, alışveriş sıklığında olmuş. Hacı Beğendik’in söylediğine göre daha az müşteri hipermarkete uğrar olmuş, müşteri sayısı yaklaşık yüzde 5 oranında azalmış. Bir başka deyişle, bir defada yapılan alışveriş miktarı azalınca, yakındaki süpermarketi tercih edenlerin sayısı artmış.

        ANADOLU ÜRETICISI KENDİNİ 90 SANİYELİK TURLARLA TANITACAK

        GPD’nin büyük kongresi bu yıl tüm Türkiye’den yaklaşık 750 perakendeci ve tedarikçiyi İstanbul’da buluşturacak. Wyndham Grand İstanbul Levent Hotel’deki kongrede özellikle çok kaliteli ve yenilikçi ürünler üretip büyük marketlere ulaşamayan tedarikçiler için fırsatlar var. GPD Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir Gaziantep’ten bir örnek verdi. Dedi ki: “Parmak peynir diye bir peynir var. Çok güzel. Ama sadece o yörede satılıyor. Örneğin onu İstanbul pazarına taşımak istiyoruz.” Hacı Beğendik’in de bununla ilgili bir deneyimi var. Pınar Hanım’ın Çiftliği adlı Kayseri’den doğmuş bir marka kendi çabasıyla satın almacılara ulaşamayınca araya birini koyarak market raflarına çıkmayı başarmış. İşte 150 tedarikçiyi market zincirleriyle 90 saniyelik sürelerle karşı karşıya getirecek bu buluşma, markaların büyümesi ve ulusal pazara yayılması için bir şans olarak görülüyor.

        Diğer Yazılar