Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı’na 7 yıldır başkanlık eden Caroline Koç, “Kurumlarla ortak projeler yapmak istediğimizde aile planlaması dediğimiz zaman bir çekingenlik oluyor. Biz aile planlaması ile az çocuğu empoze etmiyoruz ki. Bilinçli üreme mesajı veriyoruz” dedi

        Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı’nın “Üreme Hakları/Cinsel Haklar, Kim İçin, Nerede, Nasıl” başlıklı toplantısının açış konuşmasını, vakıf başkanı Caroline Koç yapıyor. 1985 yılında Vehbi Koç tarafından kurulan vakıfta görev alan, sonrasında da vakfın başkanı olan Koç, kuruluştan 30 yıl sonra dönüp bakıldığında, insan hakları temelli bir yaklaşımla geliştirilen programların güvenli annelikten cinsel eğitime, cinsel sağlıktan doğurganlığın düzenlenmesine kadar üreme sağlığı adı verilen bir kapsamda ele alındığını söylüyor. Caroline Koç hemen akabinde, vakfın amacının bu çalışmalara ihtiyacın kalmadığı bir geleceğin gerçekleşmesi olduğunu vurguluyor.

        Vakıf 2010 yılından bugüne İzmir’den Diyarbakır’a kadar 10 binden fazla kadına ulaşmış. Fakat bunca çabaya rağmen bugün kadınların kendi yaşamları konusunda karar verebilmeleriyle ilgili sıkıntıların devam ettiğinden yakınıyor Caroline Koç. Ve ekliyor: “Kadınların, doğurganlıklarını düzenlemeleri, istedikleri zaman ve istedikleri sayıda çocuk sahibi olabilmeleri, kendileri ve çocukları için koruyucu sağlık hizmetlerine ulaşmaları Anayasa’da temel bir hak olarak tanımlansa da eksikliklerin devam ettiği alanlar olmaya devam ediyor. Ergenler ve gençler, cinsel gelişim süreçlerinin başından itibaren ihtiyaç duydukları bilgi ve danışmanlığa ulaşamıyor, güvenli cinselliği destekleyen bir sağlık hizmet yaklaşımı uygulamaya geçirilemiyor.”

        Konuşmasını, “Çalışmaların etkili olması, alana ilişkin politikalar ve hizmetler kadar savunuculuk çalışmalarının da olmasına, bu çabaların kurumsal işbirlikleri ile yürütülmesine bağlı” diye noktalayan Caroline Koç ile kahve arasında sohbet ettik. Özellikle, “En az 3 çocuk söylemlerinin ortasında aile planlamasıyla ilgili çalışma yapılması engellerle karşılaşıyor mu? Sağlıkta Dönüşüm Programı ile yaşanan kürtaj tartışmalarının oluşturduğu iklimde ‘aile planlaması’nı telaffuz etmekte sıkıntı yaşanıyor mu?”

        Caroline Koç, her zamanki sükûnetiyle yanıtladı, ama mesajı da son derece netti: “Zor oluyor, hep bildiğimiz konulardan dolayı. Aile planlaması konusundan çekiniyor insanlar. Kurumlarla bile projeler yapmak istediğimiz zaman yanlış anlaşılma kaygısı oluyor. Halbuki biz hiçbir şekilde, bir ailenin kaç çocuk sahibi olması gerektiği konusunda, tek bir doğru telaffuz etmiyoruz. Biz sadece bunun kararını verirken gerekli bilgilere sahip misin, bilinçli misin, bunun sorgulanmasını istiyoruz. Bu bilinci sağlamak için de ne gerekiyorsa eğitimini vermek istiyoruz. Az çocuk diye bir telkinimiz yok. İsterlerse 10 çocuk yapsınlar, yeter ki bu kararı bilinçli versinler istiyoruz. Bu bir muhalif duruş değil ama biz mesajımızı verirken karışıklık oluyor.”

        DERNEK 30 YILDIR TÜRKİYE’Yİ GEZİYOR

        Türkiye Aile Planlaması Vakfı’nın 30’uncu kuruluş yıldönümü nedeniyle bir araya gelen dernek üyeleri geçmiş dönem çalışmalarını değerlendirdiler. Toplantı bunun dışında ilginç konu başlıkları içeriyordu. Özellikle Sağlıkta Dönüşüm Programı ile kürtaj üzerinde oluşturulan negatif algı, devlet hastanelerinde kürtaj hakkının sınırlanmasına bağlı olarak istenmeyen gebeliklerin yarattığı toplumsal sonuçlar, LGBT’lerin cinsel sağlık hizmetlerine erişimi ve politik söylemlerin cinsel haklar üzerine etkisi üzerine eleştirel bakış açılarının ortaya konduğu toplantı, konunun taraflarının iç dökme buluşması gibiydi.

        Diğer Yazılar