Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İstanbul Sanayi Odası’nın önceki günkü meclis toplantısının konusu, “Türkiye İçin Ekonomide Yeni Bir Başarı Hikâyesi Planlanırken Sanayimizin Geleceği ve Üstleneceği Rol” olarak belirlenmişti. Türkiye’nin her an değişen gündemi içinde sanayiciler bunu konuşabilecek mi, yoksa toplantı gündemin içinde kaybolup gidecek mi diye, yani biraz da bu meraktan toplantıyı izlemek istedim. Aslında kaosun en yoğun olduğu zamanda belki de insanı boğulmaktan kurtaran, gelecek hayalleridir. Nitekim Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay da “Dünya ticaretini kontrol eden dünyayı da kontrol eder” dedi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, konuk olduğu toplantıda hiç lafını sakınmadan şunları söyledi: “Türkiye son dönemde yıldızı en çok parlayan ülkelerden biri. Sadece Çinli, Hintli rakiplerimizle değil, Amerikalı, Avrupalı rakiplerimizle de uluslararası pazarlarda başa baş rekabet eder hale geldik. Fakat, son yıllarda büyüme hızımız geriledi, yeni bir başarı hikâyesine ihtiyacımız var. Dünya bugün yeni bir sanayi devriminden geçiyor, sanayi 4.0 olarak yeniden doğuyor. Türkiye geçmişte olduğu gibi ucuz emeğe dayalı sanayiyle küresel ekonomide başarılı olamaz.”

        Zeynep Bodur, devamında somut örnekler verdi. Kısa süre önce Adidas’ın, Almanya’da Sanayi 4.0 konseptiyle yeni bir fabrika kurmaya hazırlandığını hatırlattı. Sanayi 4.0 sayesinde, üstelik de Almanya’da daha ucuza, daha kaliteli üretim yapacaklarının altını çizdi ve şöyle ekledi: “Türkiye ilk üç sanayi devrimini tribünlerden izlemek zorunda kalmıştı. Yeni sanayi devrimini tribünden izleme lüksümüz bulunmuyor. Erken davranırsak, dördüncü sanayi devrimi trenine ilk vagondan binebiliriz. Buna uyumun ilk koşulu, ekonomide teknolojinin payını yükseltmektir” dedi.

        Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Sanayi Strateji Belgesi de aslında bunları öngörüyor. Türkiye’nin sanayi vizyonunun “orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Afro-Avrasya’nın tasarım ve üretim üssü olmak” olarak belirlenmesi de bundan.

        Ancak şu veriler, kat edilecek mesafenin hiç de kısa olmadığını ortaya koyuyor: Yüksek teknoloji grubuna giren malların toplam imalat sanayi üretimi içindeki payı yüzde 5.7’den yüzde 3.4’e geriledi.

        Buna karşılık ortanın altı ve ortanın üstü teknoloji grubuna giren malların toplam imalat sanayii üretimi içindeki payı, 2003 yılında yüzde 47.4 iken, 2013’te yüzde 57.6’ya oranına çıktı. İhraç ettiğimiz ürünlerin ise sadece yüzde 3.7’si ileri teknolojili ürünler. İhracatta yüksek teknolojinin payı, Singapur’da yüzde 49, Çin’de yüzde 26.3, Almanya’da yüzde 23.5, Güney Kore’de yüzde 22.1, ABD’de yüzde 20.6 iken Türkiye’de bu oran sadece yüzde 3.7.

        Zeynep Bodur, tüm bu verileri sıraladıktan sonra da noktayı koyuyor: “Sanayi üretimimiz içinde yüksek teknolojinin payını artıramazsak bir kamyon domates satıp bir tane cep telefonu satın almaya devam ederiz.”

        ‘3 ÇOCUĞUMDAN BİRİ AHŞAP OYMAYA MERAKLI ÜNİVERSİTEYE YÖNLENDİRMEMİZ DOĞRU MU DİYE DÜŞÜNÜYORUZ’

        Mercedes-Benz Türk AŞ’nin ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) 2004 yılında başlattığı “Her Kızımız Bir Yıldız” projesi, olanakları kısıtlı, ancak çalışkan ve kısa sürede meslek sahibi olmayı amaçlayan ilköğretim okulu mezunu kız çocuklarını mesleki eğitime teşvik etmeyi hedefliyor. Kız çocuklarının eğitime katılımını artırma ve eğitimde cinsiyet eşitliğine katkı sunma çalışmaları kapsamında, meslek lisesi öğrencilerine burs veren Mercedes-Benz Türk AŞ, burslu kız çocuklarına staj imkânı sağlıyor ve mezuniyet sonrasında başarılı olanları şirket ihtiyaçları doğrultusunda istihdam ediyor. 12 yılda bu proje ile yaklaşık 4 bin kız çocuğuna ulaşılmış. Mercedes’in Hoşdere fabrikasında mavi yakalı kadın sayısı 100’e ulaşmış, bunların 20’si de bu projeden faydalanan kız çocuklarından oluşuyormuş.

        Çoğu anne- babasından izin almakta zorlanan, kendi şehrinden ilk kez bu kadar uzaklaşan çocukların, 1 haftalık ziyaret sonunda bambaşka gençler olduklarına daha önceki yıllarda da tanık olmuştum. Dün de bu kez Bolu, Eskişehir, Gaziantep, Adana ve Bursa’dan gelen kız öğrenciler ve Mercedes-Benz Türk AŞ, Direktörler Kurulu Başkanı Britta Seeger ile bir araya geldik. Seeger dedi ki “Güney Kore’de de görev yaptım. Orada da gençlerin üniversitesi okuması çok öncelikli. Oysa tek hedef bu olmamalı. Bakın benim üç çocuğum var, ikisi çok okuyup incelemeye meraklı, ama biri ahşap oyuyor. Şimdi ben onu da üniversiteye mi yönlendireceğim, doğrusu bu konuyu düşünüyorum.”

        TÜRKIYE’Yİ HAFTA HAFTA İZLEMEK GEREKİYOR

        Mercedes-Benz Türk AŞ’nin Direktörler Kurulu Başkanı Britta Seeger sektörü değerlendirirken Türkiye’yi ayrı bir yere koyduğunu belirterek “Hafta hafta izlemek gerek” dedi. Sonra da Türkiye kamyon pazarının yavaşladığı değerlendirmesini yaptı.

        Diğer Yazılar