Denize kadın eli değdi hem ekmeğini çıkaracak hem de temiz tutacak
Elindeki dondurma çöpünü atabilmek için sahil boyu çöp kutusu arayan, denize çöp atan babasını ayıplayan, evde annesine çevrecilik dersi veren çocuklara hepimiz tanık oluyoruz. Yeni nesil, yetişkinlerden farklı bir bilinçle büyüyor, ‘sürdürülebilirlik’ kavramını duyuyor, bu konuda yapılan çalışmalara rastlıyor, kamu spotlarına kulak kabartıyor. Onlara bir şeyleri anlatmak zorunda kalmayacağımız bir gelecek hayal ediyorum.
Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç’un kurduğu DenizTemiz Derneği/ TURMEPA’nın Arkas Holding desteği ile İzmir Çeşme’de denizlerin ve kıyıların biyolojik çeşitliliğinin korunması ve kirliliğin önlenmesi amacıyla 10 yıldır sürdürdüğü çalışmalarda bir süredir biz de tanıklık ediyoruz. Çeşme koylarında faaliyet gösteren Arkas TURMEPA 2 atık toplama teknesi 10 yılda yaklaşık 1.5 milyon litre atık suyun denize karışmasını önleyerek 12 milyon litre deniz suyunun temiz kalmasını sağlamış.
TURMEPA ve Arkas işbirliğinin 10’uncu yılı nedeniyle İzmir’de düzenlenen törene katıldık. Bu tören aynı zamanda TURMEPA’nın yeni başkanı Şadan Kaptanoğlu ile tanışmamız için de bir vesile oldu. Lojistik sektöründe kadınlara rastlıyoruz ancak denizcilikte bu çok nadir. Kaptanoğlu da denizci bir aileden geliyor ve dünyada armatörlük yapan az sayıda kadından biri. Aynı zamanda BİMCO’nun (Baltık ve Uluslararası Denizcilik Konseyi/The Baltic and International Maritime Council) ilk kadın başkan yardımcısı. Kaptanoğlu’nun, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO)’dan sonra uluslararası denizcilik sektöründe en önemli çatı kuruluşu olan BIMCO’nun başkan yardımcılığına seçilmesi denizcilik sektörü için çok önemli bir gelişmeydi. İşte şimdi Kaptanoğlu, Türkiye’de de denizcilikte önemli bir misyonu üstlenen ilk kadın başkan oldu.
Ekmeğini denizden çıkaran iki isim, Lucien Arkas ve Şadan Kaptanoğlu, bu işbirliğinden çok önce, sadece meslektaşlık değil sağlam bir dostluk/ üstatlık ilişkisi de kurmuş. Arkas Kaptanoğlu’na TÜSİAD’da mentorluk yapmış. Lucien Arkas, denizlerin temizlenmesine katkı vermekle kalmayıp, özel sektörün ve belediyelerin de bu girişimin peşinden gelmelerini çok önemsiyor. Marinaların, atık toplama işini ücretli teknelerle yapmaya başladığını anlatırken bu öncülükten çok memnun olduğu yüzünden okunuyor.
UNUTULMAMAK İŞTE BÖYLE OLUR
Geçtiğimiz haftasonu Türk Eğitim Vakfı (TEV)’in davetlisi olarak Bodrum’da Zeki Müren’in 20’nci ölüm yıldönümü anmalarına katıldım. Belli bir yaş grubundaki herkesin sevgisi bir yana, 9-10 yaşındaki çocukların müzedeki merakları, ilgileri, gerçekten görmeye değerdi. 24 Eylül 1996’da 65 yaşında vefat eden Zeki Müren, her yıl, bütün servetini bağışladığı Türk Eğitim Vakfı ve Mehmetçik Vakfı tarafından anılıyor. Bu işin bir yanı. Ama bizim orada olma sebebimiz, bu vesileyle TEV Yönetim Kurulu Başkanı Rona Yırcalı ile vakfın faaliyetlerini konuşmaktı.
Yırcalı, vakfın Türkiye genelinde yaşayan bağışçı sayısının 519 olduğunu söyledi. Vakfın kuruluşundan bu yana da toplam bağışçı sayısı 1189 kişiye ulaşmış. TEV bağışçılarının yüzde 64’ünün kadın olması da ilginç bir bilgiydi. Bağışçı profilindeki mesleklerde de sırasıyla öğretmen, doktor, profesör, mühendis ve sanatçılar öne çıkıyor. Bu yıl 1500 burs için 40 bin kişi başvurmuş. Vakıf yarım asır içinde 225 bin öğrenciye destek olmuş.
Türkiye’nin adı zamanın ötesine geçecek, yıllarca unutulmayacak pek çok sanatçısı var. Ama unutulmamak biraz da yaptığın işlerin ötesine geçmekle mümkün oluyor. Müziğini belki de hiç dinlememiş çocukların geleceği için bir şeyler yapmakla. Biz o gece Bodrum Kalesi’ndeki izdihamda da, müzeye gelen çocukların yüzünde de işte ‘unutulmamak’ nedir onu gördük. Darısı tüm sanatçıların başına.
ARALIK'TA İSTANBUL'DA
Aralıkta İstanbul Grand Pera’da dünyadaki 21. şubesi açılacak olan Madame Tussauds Müzesi’nde Zeki Müren’in dışında Mevlânâ, Kanuni gibi 60 figür yer alacak.
DENİZE HAVADAN DESTEK GELİYOR
3 yıl önce pilotlarla yapılan toplantıda denize atık bırakanların sahil korumaya bildirilmesi istenmiş. Bu işbirliği sonucu örneğin bir tekneye 700 bin lira ceza kesilmiş. Pilotlar uçuş esnasında tanık oldukları bu olayları bildirerek denizlerin temiz kalmasına katkıda bulunuyormuş. “Denizlerin oksijen ürettiğini herkes bilmiyor. Orman yakmakla denize kıymak aynı şey. Denizler hasta olursa biz de nefes alamayız” diyen Şadan Kaptanoğlu’nu dinleyince, bu sürece hem karadan, hem havadan, hem de denizden destek beklemek de daha iyi anlaşılıyor.
