Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yaz bitip herkes şehre döndüğünde İstanbul’u güzelleştiren şeyler var. Contemporary var, Film Ekimi var, Tasarım Bienali var... Şehre dönme hüznünü dağıtan şeyler bunlar. Ama bu kadar değil. Her birinin ekonomiyle de ilgisi var.

        İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 22 Ekim- 20 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek İstanbul Tasarım Bienali öncesi sohbet ettiğimiz İKSV Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın da söylediği gibi, tasarım yaşam kalitemizi etkiliyor, yaratıcı düşünceye ve iyi tasarım örneklerine ihtiyacımız var. Ve bu ihtiyaç en çok da üretimi geliştirmek, ekonomiyi geliştirmek için. Yani, “Artık kalkınma planlarımızı yaparken yaratıcı endüstrilerle birlikte düşünmek gerek.”

        Bülent Eczacıbaşı ile sohbetimiz tasarım ve ekonominin iç içe geçtiği bir çerçevede ilerlerken konu tabii ki bienal bütçesine geliyor. İlki 2012 yılında düzenlenen bienal ikincisinde ücretsiz olmuştu. Bu yıl da ücretsiz giriş uygulaması devam ediyor. Tasarım Bienali’nin tek gelir kaynağı sponsorlar. İki yılda bir düzenlenen bienalin bütçesi 4.5 milyon TL. Bunun yüzde 75’i sponsorlardan geliyor. Uluslararası fonlardan da destek alınıyor. Bu yıl da üç eş sponsor var, Vitra, Enka Vakfı ve Petkim. Petkim ilk kez bienale sponsor oluyor. İKSV Başkanı Bülent Eczacıbaşı, kültür ve sanatın kamu bütçelerinden yeterli desteği alamadığı Türkiye’de sponsorlukların önemini vurgularken, Başbakanlık Tanıtma Fonu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi’nin desteklerine teşekkür etti. Ama dedi ki “Tasarımla ilgisi uzaktan bakıldığında pek de anlaşılamayan bir kurumun ilgisi bizim için ayrıca önemli. Bu çok farklı bir bilinç ifade ediyor. Vitra’ya baktığımızda tasarım görüyoruz evet ama Petkim’e baktığımızda onu görmemiz için bize düşündürülmesi lazım.”

        Peki Petkim’e baktığımızda sanat ya da tasarım aklımıza gelir mi? Bizim gelmese de Azeri Genel Müdür Anar Mammadov hepimizi ikna ediyor: “Her şeyin çok hızlı değiştiği bir dönemde yaşıyoruz. Petkim de Türkiye’nin ilk ve tek petrokimya üreticisi olarak bu sürecin çok önemli bir parçası. Ürettiğimiz ürünler Türkiye ekonomisinin her sektöründe kullanılıyor. Otomotiv, elektrik, mobilyada kullanılıyor. Ama sanat eserlerinde kullanılan boyalar, elyaflar, bunlar da petrokimya ürünüdür. Biz de düşündük ki 51 yıldır Türkiye ekonomisini destekliyorsak, kültür ve sanat hayatını, tasarımı da desteklememiz gerek. Bu nedenle sponsor olmak istedik. Ve İKSV tarafından kabul edilmesinden de çok mutluyuz.”

        5 AYRI MEKÂNDA GIRIŞ ÜCRETİ DE YOK

        Bienal, Beatriz Colomina ve Mark Wigley küratörlüğünde “BİZ İNSAN MIYIZ?: Türümüzün Tasarımı: 2 saniye, 2 gün, 2 yıl, 200 yıl, 200.000 yıl” başlığı altında “insan” ve “tasarım” arasındaki ilişkiye odaklanacak. Bienalde, 13 ülkeden mimar, sanatçı, tarihçi, yönetmen, koreograf, arkeolog, bilim insanı, STK’lar ve öğrencilerden oluşan 250’ye yakın katılımcının 70’in üzerinde projesi sergilenecek.

        'ORTA GELİR TUZAĞINDAN TASARIMLA KURTULURUZ'

        “Daha katma değerli ihracat yapabilmek için ülkenin marka değerinin de yüksek olması gerek. Türkiye algısını bölge algısından da koparmak mümkün değil. Bölgemiz son dönemde sorunlu. Bu devam ederse zarar görebiliriz” diyen Bülent Eczacıbaşı, şu ana kadar kendi işlerinde böyle bir sıkıntıyla karşılaşmadıklarını, Tasarım Bienali katılımında da bir aksaklık yaşanmadığını söyledi. Eczacıbaşı, ‘inovasyon mu tasarım mı’ diye başlattığımız tartışmada da şu yorumu yaptı:

        “Bunlar birbirinin ikamesi değildir. İnovasyonun yeşermesi için birkaç faktörün bir araya gelmesi gerek ki biri kültürel zenginlik. Türkiye bu açıdan sonsuz olanaklara sahip bir ülke. İkinci faktör de pazar ekonomisi. Sovyetler Birliği’ni düşünün, muazzam bir kültürel birikim ama inovasyon yok. Çünkü rekabetin itici gücü yok.”

        Eczacıbaşı, artık bir ürün için “Bu nerede üretildi” sorusu yerine “Kim tasarladı, nerede tasarlandı?” sorusunun sorulduğu bir döneme geçildiğini vurgularken, “Bizi orta gelir tuzağından inovasyon ve tasarım kurtaracak. Avrupa normlarında örneğin bizim Vitra ürünlerimiz tasarım bazlı tüketim ürünleri olarak tanımlanıyor. İngiltere’de de en hızlı büyüyen bu kategoridir.”

        Diğer Yazılar