Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Merve Ülker’i, Ekim 2017’de ‘Tasarım Tomtom Sokakta’ etkinliğinde tanımış, sayfamda da kısacık bahsetmiştim. Bir bankanın Nakit Yönetimi Bölümü’nde yöneticiydi, yorulmuştu, “İnsanın doğasında yaratmak var. Ben bu isteğimi tatmin edemiyorum” diyordu. Bu hafta haber verdi, “Ayrıldım” dedi. Yeni ürettiği iki çeşit fıstık ezmesini de kapıp geldi, biri narlı, diğeri espressolu. Parayla, rakamlarla uğraşırken, ekonomik kriz dönemlerinde pek çok üzücü hikâyeye tanıklık ederken, vitrininde “Kapatıyoruz” yazan her dükkân için ayrı ayrı üzülürken kendini sağaltmak için doğa yürüyüşlerine başlayan, sonra da “yürüyerek görmek istediğim yerlere yetişemiyorum” diyerek koşan Merve Ülker, yıllardır dağ bayır demiyor.

        Öyle böyle koşmak değil hem de ultramaraton koşucusu, yani bir kerede en az 42 kilometre gidiyor. 3200 rakımda İsviçre’den Fransa’ya 50 kilometrelik yolu koşarak geçiyor. Sisin içinde boğuluyor, Tuz Gölü’nde kavruluyor. “İşyerinin güvenli iklimi beni içine çektikçe kendimi doğaya atıyordum, istediğim bu iklim değildi çünkü” diye anlatıyor o günleri. Hafta sonları koşup, hafta içi bankada çalışıp, sürekli seyahat edip nihayet evine döndüğünde bitap düşüyor. İyi beslenmesi gerekiyor oysa.

        Vejetaryen olduğu için proteini et dışındaki gıdalardan almaya çalışıyor. İşte o günlerde evde fıstık ezmesi yapmaya başlıyor, kendi yapmayı tercih ediyor çünkü içinde şeker olmasın istiyor. Fıstık ezmeleri, birlikte koştuğu arkadaşları tarafından da çok sevilince üretim artıyor, keçiboynuzlu, tahinli, hurmalı derken 18 çeşide çıkıyor. Merve Ülker, şimdi İstanbul Kavacık’ta bir atölyede işi büyütüp yeni markası “Nuts’all” ile raflara çıkmanın hazırlığını yapıyor.

        YENİ MARKAYLA DEVAM

        15 yıllık kurumsal hayat, sürekli seyahatler, beyaz gömlek, siyah ceketler. Birikmiş kıdem tazminatları, devam eden sağlık sigortaları, kredi kartı borçları. Bunlar, farklı bir hayat isteyen herkesin ayağına dolanan bağlar. Hem de ruhuna. Merve Ülker’i dinlerken, tam da benden beklenen soruyu soruyorum,

        “Peki hiç korkmadın mı? Yani kiranı nasıl ödeyeceksin, kredi kartı borcun filan yok muydu?”

        Çünkü kıdem tazminatını bile almaya uğraşmadan “Ben sıkıldım” diyerek gitmek uzun mesafe koşmaktan bile daha zor aslında. Sonra anlattıkça, aslında yeni hayatının hazırlığını çok önceden yaptığı anlaşılıyor. Bankadayken ‘aile ekonomisi’ eğitimi alan Merve Ülker, sonrasında eğitmen olmuş. Tabii öğrendiklerini önce kendi hayatında gerçekleştirmiş. Evinde ihtiyacı olmayan her şeyi satmış, kredi kartı borçlarını kapatmış, harcadıklarını her gün bir deftere yazarak kendiyle yüzleşmiş. Sonra da düzenli olarak tasarruf yapmaya başlamış. Çok uzun sohbet ettik, sık sık aynı şeyi tekrarladı ki arkadaşlarına da aynısını söylüyormuş: Borçlanmayın, bu kadar çok şey satın almayın. Bunların hiçbirine ihtiyacımız yok.

        250BİN LİRAYA ÜRETİM TESİSİ KURDU

        heba ederek istediği tatlara ulaşan Merve Ülker’in fıstık ezmeleri şu anda İnstagram’dan satılıyor. Ama artık başlama düdüğü çalınmış, raflara da çıkacak. Üstelik 2019 sonrası için de yurtdışı planları var. Bankacılıktan da alışkın pazar analizi yapmaya. Üstelik Avrupalı, fıstık ezmesini bizden daha çok seviyor. İstanbul Kavacık’ta 250 bin liraya kurduğu 140 metrekarelik atölyede yıl sonuna kadar üç kişiyi daha istihdam edecek Merve Ülker. KOSGEB’in girişimcilik eğitimlerine de katılan Merve Ülker, “Bu bir sıfırlama hikâyesi. Hayatım bundan ibaret olmasın dedim ve o günden sonra kendimi yeni hayatıma hazırladım” diyor. “Söylenmek yerine harekete geçin” diye de ekliyor.

        Diğer Yazılar