Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Önceki gün sayfaları hazırlarken kendi aramızda en çok konuştuğumuz haber, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Yaşam Memnuniyeti Araştırması idi. Dün sayfada geniş geniş yer aldı. Haberin ayrıntılarına bakarken özellikle 18-24 ve 25-34 yaş gruplarındaki mutluluk düzeyinin azaldığını görüp “İhtimal” diye düşündüm. “Genç olsam ben de mutlu olmazdım.” Gençlik, önünde uzun ve belirsiz yılların olduğu bir dönem. Hepimiz, daha 20’li yaşlarımızda “Acaba mezun olunca iş bulabilecek miyiz?” diye dertlendik. Fakat bugünler daha da farklı. Üniversite mezunu sayısı yüksek, rekabet acımasız. Yeni bir bilgiyi paylaşayım hemen, yapay zekâ alanında faaliyet gösteren Çinli işletmeler, geçtiğimiz yıl küresel yatırımların yüzde 48’ini çekmiş. Rakip artık yalnızca diğer insanlar değil, makineler. Geçtiğimiz hafta Koç Holding Başkanvekili Ali Koç da işsizlik konusunda aynı endişeyi dile getirmiş, teknolojik gelişmelerin gelecekteki yıkıcı etkisinden korktuğunu söylemişti. “Bu sadece Türkiye değil, tüm dünyanın sorunu” diye ekleyen Koç, “Genç işsizliği İspanya’da yüzde 25 seviyesinde. Bizde daha düşük ama bizim gibi ülkeler için daha zor, her yıl 1-1.5 milyon kişi istihdam piyasasına giriyor” yorumunu yapmıştı.

        Teknolojiye bağlı olarak yok olan iş alanları, sadece iş hayatının başındakileri değil, insanları kariyerlerinin ortasında da yakalıyor. Bir anda yaptıkları işleri önemsiz kılabiliyor. Mutluluk seviyesinin 25-34 yaş aralığında da düşüyor olmasının nedeni bu olsa gerek. Gençler, mutlu olma halini, kariyer kavgasını bitirmiş 65 yaş üstüne bırakıyor.

        BEKLENTİNİN BELİRLEYİCİLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ

        Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile konuştuk bu konuyu. Yaşam memnuniyetinin, sahip olmakla değil, beklenti düzeyiyle çok ilgili olduğunu söyleyen Tarhan, “Yaşam standardı yüksek olduğu halde beklenti yüksekse memnuniyet azalabiliyor” dedi. Tarhan’a, Memnuniyet Araştırması’ndaki mutlu olma nedenlerinde ‘başarı ve para’nın sağlıktan daha önemli olması sonucunu da sordum. Orada da yorumu, “Gençler ‘Her şeyin başı sağlık’ demiyorlar. Küresel rekabetin yoğun ve tüketim kültürünün öncelik olduğu toplumda en yüksek değer başarılı, varlıklı ve ünlü olmak olabilir. Popüler kültür de bu değerleri öne çıkarıyor. Gençler popüler kültürün çocuğu oluyor. Sosyal medyanın etkisiyle yarışmacı oluyorlar” şeklinde oldu.

        ÜNİVERSİTELİ İŞSİZLİĞİ YÜKSEK

        Verilerden biri de eğitim düzeyi yükseldikçe mutluluk oranının düşmesi. Türkiye’deki işsizlik oranlarına bakalım. Son verilere göre 15-24 yaş grubu genç işsizlik oranı yüzde 19.3. Geçen yıl yüzde 22.6 idi, biraz iyileşme var. Genç işsizliğinde üniversite mezunlarının oranı da 12.2. Mutluluk biliminde yer alan bir şeydir. Sosyal ve ekonomik beklentileri düşük olanlar, sahip oldukları şeylere daha çok kıymet veriyor ve onlarla mutlu oluyor. Mutluluk, giderek karmaşıklaşan bir kavram. Aynı şekilde bir şeye sahip olma arzusu artık ekonomik verilerle, arz-talep dengesiyle açıklanamıyor. Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 2 yıl önce Türkiye’de ilk defa, nöropazarlama, yüksek lisans dalı olarak belirlenmiş. Çünkü insanların ekonomik kararlarını da takdir edilme arzusu ve güven ihtiyacı belirliyor.

        Diğer Yazılar