Çok konuşulmak için
Eğer absürt bir şey yaparsanız bu da birilerinin dikkatini çekiyorsa tamam. O gün ünlüsünüzdür demektir. Andy Warhol “Herkes bir gün 15 dakika ünlü olacak” lafını boşuna dememiş. 1987’de vefat eden Andy bugünleri yıllar yıllar önce görmüş. Buyurun işte o günler geldi. Bakınız geçen hafta Twitter’da @cerentheirish isimli bir kullanıcının “Gelir düzeyiniz bir ilişki yaşamaya müsait değilse o işlere hiç kalkışmayın. O da eksik olsun. Kimse sizinle tavuk döner yemek zorunda değil” diye yazmış ve ana haberlere dahi konu olmuştu. Ben kendisine hak verdim. Hatta “Artık insanlar tavuk döner değil dana carpaccio yemek istiyor” dedim. Şimdi şu an burun kıvıran çok olacak bu yorumuma. Ama öyle kimse kusura bakmasın. Instagram’da her şeye muhalefet eden, her şeye laf sokan bir grup var. O gruba ne desek boş. Onlar hep laf sokmaya devam edecek. Ama kız açık açık söylemiş düşüncesini. Farkını ortaya koymuş. Bakınız fark meselesi bu. İki gün önce bu konuyu tartışıyorduk ama şimdi Çağatay Korkut’un eşine özrünü konuşuyoruz. Beyefendi belli ki, eşini aldatmış. Eşi de onu boşamış kendisinden af diliyor. Ama bunu enteresan sözlerle yapıyor. Herkesin ilgisini çekmiş. Sosyal medya ahalisi en tepeye taşımış. Şimdi herkes bunu konuşuyor. Buyurun işte meşhur olmak bu kadar kolay. Farkını ortaya koy yeter.
Kaç yaşındayız?
Bugün bayram hem de büyük bayram. 29 Ekim 1923 tarihinde ilan edilen cumhuriyetimiz bu yıl 91 yaşında. Yani 91 yaşındayız. Dile kolay 91 yaş. Memlekette çok insan görmüş, geçirmiş. Nelerin üstesinden gelinmiş. Ama hâlâ kavga bitmiyor. Büyüklerimizin söylediği “Ah biz neler gördük evladım” sözünü biz de maşallah gelecek nesile taşıyacağız böyle giderse. Bizim de dilimizden “Ah evladım biz neler yaşadık” sözü eksik olmayacak. Sanırım bu topraklarda olmazsa olmaz bir cümle bu. Çünkü kavgamız, gürültümüz bitmiyor. Geçmişle yaşamaya, geçmişi deşmeye devam ediyoruz. Devam ettiğimiz sürece de bitmeyecek. Hele şu ara bir de sosyal medya canavarı var ki aman aman. O canavar bilen bilmeyen, okuyan okuyamayan, herkesi etkisi altına alıyor. “O bunu demiş”, “Bu böyle yapmış”, “Bak gördün mü böyle olmuş” diye diye eksik bilgiler havada uçuyor. Kavga, gürültü de memleketten eksik olmuyor. Her gün bir yasak, her gün kısıtlama ile haydi o zaman cumhuriyetimizi kutlayalım.
Adana Tango Festivali’nde “Tango zinanın ayakta, müzikle yapılan şeklidir” diye diye yasaklamaya çalışan bir grup var.
Küçük gelinlerimiz var. Hatta öyle ki, kadına şiddet had safhada artmış durumda.
Sokakta herkes birbirine sorgusuz sualsiz girişiyor. Hatta “Sen bana baktın” kavgaları aldı başını gidiyor.
Var da var anlayacağınız...
